Tezat, Tekrir, Telmih, Cinas

TEZAT: Zıt anlamlı sözcüklerin bir arada kullanılmasına denir.

Örnek:
Ne efsunkâr imişsin âh ey dîdâr-ı hürriyyet
Esîr-i aşkın olduk gerçi kurtulduk esâretten (Namık Kemal)

Bu beyitte "hürriyyet" ve "esaret" kavramları birbirine zıt sözcüklerdir. Bu nedenle beyitte tezat sanatı oluşmuştur.



TEKRİR: İfadeyi güçlendirmek ve pekiştirmek amacıyla bir kelimenin sürekli tekrar edilmesine denir. Bu şekilde nazım ya da nesirde bir ahenk de meydana getirilmiş olur.

Örnek:
Kaldırımlar çilekeş yalnızların annesi
Kaldırımlar içimde yaşamış bir insandır
Kaldırımlar, duyulur ses kesilince sesi
Kaldırımlar içimde kıvrılan bir lîsandır (Necip Fazıl Kısakürek)

"Kaldırımlar" sözü her mısranın başında tekrarlanarak tekrir yapılmıştır.



TELMİH: Bir söz içerisinde geçmişte yaşanmış ve herkes tarafından bilinen bir kıssaya, efsaneye, olaya veya inanca işaret etmek, onu hatırlatmak demektir.

Örnek:
Kara toprak ayaklarımız altında
Mavi gök yukarda
Ne bulduysak orada bulduk (Behçet Necatigil)

Şiirde Orhun Anıtları'ndaki "Üstte mavi gök, altta yağız (kara) yer kılındıkta ikisi arasında insanoğlu kılınmış." cümlesine telmih (hatırlatma) vardır.

Örnek:
Biliriz Rabbini yâd ettiği an İbrahim
Nârı Nemrud'un, o hâl ile gülistân oldu (Faruk Nafiz Çamlıbel)

Şair bu şiirde Hz. İbrahim kıssasına ve Enbiya suresi, 68-69. ayetlere telmihte bulunmaktadır. Bu ayetlerde, ateşe atıldığı zaman ateşin Hz. İbrahim'i yakmadığı haber verilmektedir.



CİNAS: Söylenişleri aynı, anlamları farklı olan kelimelerin şiirdeki bir beyitte, dörtlükte ya da nesirdeki bir metinde bir arada kullanılmasıyla yapılan sanata denir. Eğer bu kelimelerin hem söylenişleri, hem de anlamları aynı olursa buna redif denir.

Örnek:
Kara gözler, kara gözler
Kararmış kara gözler
Gemim deryâda kaldı
Yelkenim kara gözler (Anonim)