14. Yüzyıl Türk Edebiyatı

Türk edebiyatı 14. yüzyılda bir önceki yüzyıla göre daha çok gelişmiş, yazar ve şair sayısı artmış, telif ve tercüme çok sayıda eser yazılmış, Türkçe edebiyat dili olarak önem kazanmıştır. Anadolu ve Azerî sahasında verilen Türkçe eserler de gelişimini sürdürmüştür. Selçukluların aksine bu dönemdeki Anadolu beyleri Türkçe eserler verilmesine daha fazla önem vermişlerdir. 1277 tarihinde Konya'yı alan Karamanoğlu Mehmed Bey, burada Farsça'ya gösterilen ilgiden hoşnut olmamış, sarayda, çarşıda, pazarda Türkçeden başka bir dil kullanılmamasını ilan etmiştir. Bu asırda manzum eserlerin yanında mensur eserler de verilmiştir. Özellikle mesnevi türünde yazılan eserler, dönemin edebiyat hayatına bir canlılık ve çeşitlilik getirmiştir.



14. YÜZYIL AZERÎ SAHASI TÜRK EDEBİYATI ŞAİR VE YAZARLARI

Kadı Burhaneddin: 1345 yılında Kayseri'de doğmuştur. Asıl adı Ahmed'dir. Harezm diyarından Anadolu'ya göç eden ve mesleği kadılık olan bir ailenin çocuğudur. Babası Kayseri kadısı Şemseddin Mehmed'dir. Kadı Burhaneddin kadılık, vezirlik ve hükümdar vekilliği yapmış alim ve şair bir devlet adamıdır. Büyük sıkıntılarla geçen hayatında ilim ve şiirle de uğraşmıştır. Şiirlerinde daha çok aşk, şarap, eğlence gibi din dışı konuları işlemiş, ancak tasavvuf düşüncesini de ele almıştır. Tuyuğ nazım şeklinde başarılı örnekler vermiştir.

Eserleri:
Divan: 1318 gazel, 119 tuyuğ ve 20 rubaiden oluşur. Kadı Burhaneddin Divanı 14. ve 15. yüzyılda yazılmış en büyük ve en hacimli divandır.
İksîrü's-Saâdât fî Esrâri'l-İbâdât: Dini konularda yazılmış Arapça mensur eser.
Tercîhu't-Tavzîh: Dini konularda yazılmış Arapça mensur eser.


Nesimî: Hayatı hakkında rivayetlere dayanan ve birbiriyle çelişen çok az bilgi bulunmaktadır. İran'daki Hurufîlik akımının önderi olan Fazlullah-ı Hurufî'ye intisab etmiş ve onun halifesi olmuştur. Çekinmeden ve pervasız bir şekilde inandıklarını söylemesi, propaganda şairliği yapması fitneye yol açmış, sonunda derisi yüzülerek öldürülmüştür. Şiirlerinde alabildiğine bir coşkunluk vardır. Aruzu en iyi şekilde kullanmış, tuyuğlarıyla da şöhret kazanmıştır.

Eserleri: Türkçe divan, Farsça divan.


Hasanoğlu: Hayatı hakkındaki bilgiler çok azdır. Asıl adı Şeyh İzzeddîn-i Esfereyânî'dir. Döneminde geniş bir coğrafyada tanınmış, şiirlerine nazireler yazılmıştır.

Eserleri: Divan, üç Türkçe gazel.



14. YÜZYIL ANADOLU SAHASI TÜRK EDEBİYATI ŞAİR VE YAZARLARI

Yunus Emre: Yunus Emre 13. yüzyılın ortalarında doğmuş, 14. yüzyılın ortalarına doğru vefat etmiştir. Tasavvufi halk edebiyatının en önemli kaynağı ve temsilcisidir. Şeyhi Taptuk Emre'nin dergahına mürid olmuş, tasavvufi düşünceyi benimsemiş, Anadolu'yu dolaşmıştır. Şiirlerini sade, akıcı ve anlaşılır bir Türkçe ile yazmış, ancak halkın bildiği Arapça ve Farsça kelimeler de kullanmıştır. Şiirlerinde genelde hece veznini kullanmış, bazen de aruz vezniyle yazmıştır. Duygularını sade ve samimi bir dille ifade edebilen lirik bir şair olan Yunus, yaşadığı asırda Türkçenin de ifade gücü yüksek bir dil olduğunu başarıyla ortaya koymuştur. Şiirlerinde ilahî aşkı, tasavvufi hayat tarzını vb konuları işlemiştir. Halk edebiyatındaki "ilahi" nazım türünün en önemli ustasıdır. Yunus Emre Anadolu'da başlayan Türk edebiyatında ilk Türkçe divan sahibi olan şairdir. Şathiye türünde de usta bir şairdir.

Eserleri:
Risaletü'n-Nushiyye: 1307 yılında yazılmış olan bu mesnevide Yunus Emre tasavvuf ve ahlak konularını işlemiştir. 562 beyitten oluşan didaktik bir eserdir.
Divan: Lirik bir tarzda yazılan ve gönül dünyasına hitap eden şiirlerden oluşan bu eser Anadolu'daki ilk Türkçe divandır.


Aşık Paşa: Kırşehir yöresindeki Arapkir'de 1272 yılında doğdu. Babası Muhlis Paşa, meşhur mutasavvıf ve ehli sünnet alimi Baba İlyas'ın oğludur. Aşık Paşa iyi bir tahsil gördü, Hacı Bektaş Veli'nin eğitim halkasında bulundu. İdarenin zayıfladığı, Moğol zulmünün arttığı ve kargaşanın olduğu bir dönemde yaşadı. Bu sebeple Anadolu'da siyasi birliğin sağlanmasında ve halkın eğitilmesinde üzerine düşen görevi en iyi şekilde yerine getirdi. Bu görevinde Türkçenin gücüne inandı. Türkçeye ilk sahip çıkanlardan birisi oldu. En önemli eseri olan "Garib-nâme" isimli mesnevisinde Türkçenin önemi üzerinde durdu ve tasavvufu Türkçe olarak ayrıntılarıyla anlattı.

Kim alursa bu kitabı yâdına
İre cümle ma'ninün bünyâdına

Gerçi kim söylendi bunda Türk dili
İlla malûm oldı ma'nî menzili

Çün bilesin cümle yol menzillerin
Yirmegil sen Türk ü Tâcik dillerin...

Garib-nâme'den

Eserleri:
Garib-nâme: Aşık Paşa'nın en önemli eseri olup 10613 beyitlik bir mesnevidir. Tasavvuf ve ahlak  ilkelerinin Türkçe olarak en ince ayrıntılarıyla anlatıldığı bu eser, "insan-ı kamil" olmayı öğütleyen didaktik bir özellik taşır. Ayrıca Anadolu'da gelişen edebiyat dilinin Türkçe olmasını savunur. Garibname tercüme değil telif ((yazarın kendisine ait)) bir eserdir.
Diğer eserleri: Fakr-nâme, Vasf-ı Hâl, Hikaye, Kimya Risalesi.


Gülşehrî: 13. Yüzyılın ikinci yarısıyla 14. yüzyılın ilk yarısında Kırşehir'de yaşamıştır. İyi bir eğitim görmüş, aynı zamanda hafız olmuştur. Kırşehir'de bulunan tekkesinde Mevlevîliği yaymaya çalışmıştır. Gülşehri Türk edebiyatında mahlas kullanan ilk şairdir. Mantıku't-Tayr ve Felek-name isimli eserlerinde "Gülşehrî" mahlasını kullanmıştır.

Eserleri:
Mantıku't-Tayr: Gülşehri'nin "Gülşen-name" adını verdiği bu eser, İranlı mutasavvıf Feridüddin Attar'ın aynı adlı eserinin ilk Türkçe tercümesidir. Ancak Gülşehri bu tercümeye bazı ilaveler yapmıştır.
Felek-nâme: Dini ve tasavvufi konuların işlendiği Farsça bir mesnevidir. 1301 yılında Gazal Han adına yazılmıştır.


Ahmedî: 14. yüzyılın ikinci yarısında, beylikler döneminde yaşamıştır. Asıl adı Taceddin İbrahim'dir. Eserlerinde "Ahmedî" mahlasını kullanmıştır. Ahmedi, Türk edebiyatının kurucu şairlerindendir. Sanatı ile övünen ve kendini beğenen bir şairdir. Dönemindeki şair ve yazarlara oranla çok sayıda eser vermiştir.

Eserleri:
İskender-nâme: Ahmedi'nin en önemli eseri olup Genceli Nizamî'nin aynı adlı eserinin tercümesidir. Bu eserde Makedonyalı Büyük İskender'in doğu ülkelerine yaptığı seferleri ve fetihleri efsaneleştirilerek anlatılır. Edebiyatımızda bu konuda yazılan mesnevilerin ilk ve en başarılı örneğidir. www.huseyinarasli.com
Cemşîd ü Hurşîd: Selmân-ı Savecî'nin aynı adlı eserinin Türkçeye tercümesidir. Eserde Çin hükümdarının oğlu Cemşid ile Rum kayserinin kızı Hurşid arasındaki aşk anlatılır.
Diğer eserleri: Divan, Tervîhü'l-Ervah, Mirkâtü'l-Edeb, Bedâyiu's-Sihr fî Sanâyii'ş-Şi'r.


Şeyyad Hamza: Araştırmacılar tarafından 14. yüzyılda Akşehir'de yaşadığı kabul edilmektedir. Şiirlerinde Ahmed Yesevi, Ahmed Fakih ve Mevlana'dan etkilenmiş, hece ve aruz veznini kullanmış ve Peygamber sevgisine geniş yer vermiştir. Edebiyatımızda Yunus Emre'den sonra kaside nazım şekliyle na't yazan ilk şairdir. Vefat eden çocuklar için yazdığı mersiyeler de dikkat çekicidir.

Eserleri:
Yusuf u Zeliha: Şeyyad Hamza'nın en büyük eseri olup Hz. Yusuf'un hayatının ve Zeliha'nın Yusuf'a olan aşkının anlatıldığı bir mesnevidir. Türk edebiyatında Hz. Yusuf ve Zeliha ile ilgili yazılan ilk mesnevidir.
Diğer eserleri: Dâstân-ı Sultan Mahmud, Ahvâl-i Kıyamet, Mirâc-nâme, Vefât-ı Hz. Muhammed (s.a.v.), şiirler.


Şeyhoğlu Mustafa: 14. yüzyıl Germiyan (Kütahya) bölgesi şairlerindendir. Eserlerinde "Şeyhoğlu" mahlasını kullanmıştır. Türkçenin inceliklerine vakıf olan, Türkçeyi ustaca kullanan bir şair olup kendine has bir üslubuyla 16. yüzyıl şairlerini aratmayacak niteliktedir. Eserlerinde halk tabirlerine ve atasözlerine yer vermiştir.

Eserleri: Hurşîd-nâme, Marzuban-nâme, Kabus-nâme Tercümesi, Kenzü'l-Küberâ ve Mehekkü'l-Ulemâ.


Kaygusuz Abdal: 14. yüzyılın sonu ile 15. yüzyılın ilk yarısında yaşamış bir şairdir. Asıl adı "Alâeddin Gaybî"dir. Dinî-Tasavvufî Türk edebiyatının Yunus Emre'den sonraki önemli temsilcilerinden biridir. Çok iyi tahsil görmüş, zamanının maddi ve manevi ilimlerini öğrenmiştir. Bir av sırasında kendisine geyik suretinde görünen Abdal Musa'nın peşine takılmış ve sonunda Abdal Musa Dergahına ulaşarak onun müridi olmuştur. Manzum ve mensur eserler vermiştir. On yedi bin beyti geçen şiirleri ve on dört müstakil eseri bulunmaktadır. Alevi-Bektaşi edebiyatının kurucularından sayılır. Şiirlerinde ince alaylar ve hicivler dikkati çeker.

Eserleri:
Manzum Eserleri: Divan, Gülistân, Mesnevi-i Baba Kaygusuz, Gevhernâme, Minbernâme.
Mensur Eserleri: Budalanâme, Kitab-ı Miglâte, Vücud-nâme, Risale-i Kaygusuz Abdal.
Manzum-Mensur karışık eserleri: Dil-güşâ, Saray-nâme.