Dini-Tasavvufî Halk Edebiyatı

Tasavvuf edebiyatı 12. yüzyılda Hoca Ahmed Yesevi ile başlar. Bu edebiyat türünde verilen eserlerde İslam dininin inanç esasları, ibadetler, tasavvuf hayatının ilkeleri, edep, haya, hoşgörü, merhamet, tevazu vb ahlaki konular işlenmiştir. Bu edebiyatın geliştiği kurumlar olan tekkeler, tasavvufi hayat tarzına gönül vermiş tarikat ehli insanların ders okudukları, sohbet ettikleri, kıssalar dinledikleri, zikir yaptıkları, talebe (mürid) yetiştirdikleri kurumlardır. www.huseyinarasli.com



Tasavvufi Halk Edebiyatının Başlıca Temsilcileri: Hoca Ahmed Yesevi, Mevlana Celaleddin-i Rumi, Yunus Emre, Hacı Bektaş-ı Veli, Erzurumlu İbrahim Hakkı, Şeyyad Hamza, Aşık Paşa, Gülşehri, Hacı Bayram-ı Veli, Kaygusuz Abdal, Hakim Süleyman Ata, Pir Sultan Abdal, Eşrefoğlu Rumi.



Tasavvufi Halk Edebiyatında Nazım Türleri:

Tevhid: Allah'ın varlığını ve birliğini konu edinen şiirlerdir.

Zihi kenz-i hafi ki andan gelür her var olur peydâ
Gehi zulmet zuhur ider gehi envar olur peydâ (Niyazi Mısrî)

(O, ne güzel bir gizli hazinedir ki, her var olan O'ndan meydana gelir. Bazen karanlık zuhur eder, bazen nurlar meydana gelir.)


İlahi: Dini, ahlaki, ilahi fikirleri içeren şiirlerdir.

Dağlar ile taşlar ile
Çağırayım Mevla'm seni
Seherlerde kuşlar ile
Çağırayım Mevla'm seni (Yunus Emre)


Münacaat: Allah'a yalvarmak amacıyla yazılan şiirlerdir.

İlahi Seyyidî Settâr ü Mevlâ
Yüce dergahına geldüm Hüdâyâ
Benüm hâcât ile gönlüm doludur
Velî n'idem bu nefsüm bed-hûludur (Eşrefoğlu Rumî)

(Ey settar olan Efendim, ey Mevla! Yüce dergahına geldim ey Hüda! Benim gönlüm ihtiyaçlarla doludur. Ancak ne yapayım, bu nefsim kötü huyludur.)


Na't: Peygamber Efendimizi övmek amacıyla yazılmış şiirlerdir.

Saçma ey göz eşkden gönlümdeki odlara su
Kim bu denlü dutuşan odlara kılmaz çare su (Fuzulî)

(Ey göz! Gönlümdeki aşk ateşini gözyaşı ile sulama. Bu denli tutuşan bir ateşe su çare olmaz.)


Mevlid: Peygamber Efendimizin doğumunu anlatan şiirlerdir. Bu türün en önemli şairi, 15. yüzyıl şairlerinden Süleyman Çelebi'dir. Onun "Vesiletü'n-Necat" adlı eseri bu türde meşhur olmuştur.

Amine hatun Muhammed ânesi
Ol sadeften doğdu ol dür dânesi

Çünki Abdullah'dan oldu hâmile
Vakt erişdi hefte vü eyyam ile

Hem Muhammed gelmesi oldu yakîn
Çok alametler belirdi gelmedin (Süleyman Çelebi - Vesiletü'n-Necat)


Nutuk: Tarikata yeni girmiş müridlere, tarikatın âdâb ve erkanını anlatan şiirlerdir.

Ey özün insan bilen
Var edep öğren edep
Ey edep erkan bilen
Var edep öğren edep (Kaygusuz Abdal)
www.huseyinarasli.com

Şathiye: Anlamı kapalı, anlaşılması şerhe muhtaç olan şiirlere verilen isimdir. Şathiyeler dıştan bakıldığında dine aykırı, din ile alay ediyormuş gibi görünen, ancak erbabınca incelendiği zaman derin anlamlar taşıdığı anlaşılan manzumelerdir.

Çıktım erik dalına anda yedim üzümü
Bostan issi kakıyıp der ne yersin kozumu

Kerpiç koydum kazana poyraz ile kaynattım
Nedir deyü sorana bandım verdim özünü

İplik verdim çulhaya sarıp yumak etmemiş
Becid becid ısmarlar gelsin alsın bezini

Bir serçenin kanadın kırk katıra yükledim
Çift dahi çekemedi şöyle kaldı kazanı

Bir sinek bir kartalı salladı vurdu yere
Yalan değil gerçektir ben de gördüm tozunu (Yunus Emre)


Devriye: Yaratılışın başlangıcı ve sonu, varlığın nereden gelip nereye gittiği ve bu ikisi arasındaki safhaların tasavvufi açıdan işlendiği şiirlerdir. Edebiyatımızda en çok Bektaşi şairleri devriye söylemişlerdir.

Cihan var olmadan ketm-i ademde
Hak ile birlikte yet-daş idüm ben
Yarattı bu mülki çünki o demde
Yapdum tasvirini nakkaş idüm ben (Şîrî)


Hikmet: Ahmet Yesevi'nin, İslamiyet'in esaslarını, İslam ahlakını insanlara öğretmek amacıyla yazdığı didaktik şiirlerdir.

Nerde görsen gönlü kırık, merhem ol
Öyle mazlum yolda kalsa, yoldaşı ol
Mahşer günü dergahına yakın ol
Ben-sen diyen kişilerden kaçtım ben işte (Ahmed Yesevî)

Araştıran ve yazan: Hüseyin Araslı