15. Yüzyıl Türk Edebiyatı

Türk edebiyatı 15. yüzyılda doğuda (Horasan, Maveraünnehir) ve batıda (Irak, Azerbaycan, Anadolu) eserler vermiştir. İstanbul ve Edirne başta olmak üzere Anadolu'daki diğer şehirlerde de sanat ve ilim faaliyetleri devam etmiştir. Özellikle Osmanlı şehzadelerinin bulunduğu şehirlerde ilmî ve edebî faaliyet daha canlı olmuştur. Divan edebiyatı bu asırda artık kuruluş dönemini tamamlayarak klasik bir edebiyat haline gelmiştir. Manzum ve mensur her türde, her konuda yazılmış pek çok eserle edebiyat gelişmiştir. 15. yüzyılda önceki yüzyıla göre daha çok divan yazılmıştır. Mesnevi alanında da her konuda telif ve tercüme çok sayıda eser yazılmıştır. 14. yüzyıldaki dinî-destanî mesnevilerin yerini bu yüzyılda daha çok tarihî mesneviler almış ve yapılan fetihleri anlatan gazavat-nâmeler yazılmıştır. Bu asırda şiir diline Farsça ve Arapça'dan bir çok kelime girmiştir. Ancak Necatî başta olmak üzere bu yüzyılın şairleri şiirlerinde atasözlerini, halk söyleyişlerini, Türkçe tabirleri kullanmışlardır. Dede Korkut hikayelerinin 15. yüzyılda yazıya geçirildiği kabul edilmektedir.



DEDE KORKUT HİKAYELERİ

• Dede Korkut hikayeleri 9. ve 11. yüzyıllar aralığında oluşmuştur.
www.huseyinarasli.com
• Hikayelerde Oğuzların kendi iç mücadeleleri, kuzeylerinde yaşayan düşmanlarıyla yaptıkları mücadeleler, sevdaları, kahramanlıkları vb konular anlatılır.

• Dede Korkut hikayeleri aynı kahramanların maceralarının anlatıldığı fakat birbirinden bağımsız on iki hikayeden ve bir girişten oluşur.

• Hikayelerin geçtiği coğrafya Hazar Denizi'nin doğusu ve batısıdır.

• Hikayelerin birinci derecede kahramanı olan Dede Korkut Oğuzlar'ın akıl hocası, kopuzun bulucusu ve ozanların pîridir.

• Hikayelerde Oğuzlar Müslümandır, ancak din kuvvetli bir unsur olarak yer almaz.

• Hikayelerde aile yapısı çok sağlamdır. Tek eşle evlilik söz konusudur. Anneye çok değer verilir.

• Hikayelerdeki hayat tarzı göçebeliktir.

• Hikayelerde Oğuzların hayat tarzlarına, geleneklerine, adetlerine, inançlarına yer verilmiştir.
www.huseyinarasli.com
• Hikayelerin dili 14. ve 15. yüzyıl Anadolu Türkçesidir.

• Dede Korkut hikayeleri nazım ve nesir karışık olarak yazılmıştır. Nazım kısımlarında hece ölçüsü kullanılmıştır.

• Dede Korkut kitabının bugün iki önemli yazma nüshası bulunmaktadır. Bunlardan biri Vatikan'da, diğeri Almanya'nın Dresden şehrindedir.



15. YÜZYIL ÇAĞATAY SAHASI TÜRK EDEBİYATI ŞAİR VE YAZARLARI

Ali Şir Nevâî: Nizamüddin Ali Şir Nevai 9 Şubat 1441 tarihinde Herat'ta doğdu. Uygur Türklerindendir. Klasik Çağatay edebiyatının oluşmasında önemli bir yeri vardır. Çeşitli konulardaki otuzu aşkın eseriyle yaşadığı asra damgasını vurmuştur. Ali Şir Nevai büyük bir şair, fikir adamı, devlet adamı ve en önemlisi de bilinçli bir Türk dili savunucusudur. Farsçanın resmi dil olduğu, şair ve yazarların Farsça ile eser vermeyi meziyet saydıkları bir dönemde Türkçeyi savunmuş, Türkçe ile de üstün bir edebiyat meydana getirmenin mümkün olduğunu eserleriyle göstermiştir. Nevai'nin şöhreti Çağatay bölgesini de aşmış ve bütün Türk dünyasına yayılmıştır. Pek çok Osmanlı şairi onun şiirlerine nazireler yazmıştır. www.huseyinarasli.com

Eserleri:
Türkçe Divanları: Hazâ'inü'l-Meânî, Bedâyiü'l-Vasat, Garâibü's-Sığar, Fevâidü'l-Kiber, Nevâdirü'ş-Şebab.
Hamsesi: Hayretü'l-Ebrar, Ferhad u Şirin, Leylî vü Mecnun, Seb'a-i Seyyare, Sedd-i İskenderî.
Tezkireleri: Mecâlisü'n-Nefâis, Nesâyimü'l-Mahabbe.
Edebiyat ve Dil İle İlgili Eserleri: Muhakemetü'l-Lugateyn, Mîzânü'l-Evzan...
Dinî ve Ahlakî Eserleri: Münâcât, Çihil Hadis, Lisânü't-Tayr...


15. Yüzyıl Çağatay Sahasının Diğer Şairleri-Yazarları ve Eserleri:

Hüseyn-i Baykara: Divan, Risale-i Sultan Hüseyn-i Baykara.

Sekkâkî: Divan, Uygurca ve Arapça yazılmış gazeller.

Mevlânâ Lütfî: Divan, Gül ü Nevruz (mesnevi).

Yusuf Emirî: Divan, Dehname (mesnevi), Beng ü Çagır (mesnevi), Farsça şiirler.

Atâî: Divan.

Haydar Tilbe: Mahzenü'l-Esrar (mesnevi).

Gedâî: Divan.

Yakînî: Ok ve Yaynın Münazarası (mesnevi).

Ahmedî: Sazlar Münazarası (mesnevi).
www.huseyinarasli.com
Seyyid Ahmed Mirza: Taaşşuk-nâme (mesnevi).



15. YÜZYIL AZERÎ SAHASI TÜRK EDEBİYATI ŞAİR VE YAZARLARI

Habîbî: 15. yüzyıl Azeri sahasının en önemli şairidir. Şah İsmail'in himayesinde bulunmuş ve Şah İsmail tarafından "melikü'ş-şuara (şairlerin meliki)" ünvanıyla büyük iltifat görmüştür. Azeri sahasında Nesimi ile Fuzuli arasında yetişen şairlerin en önemlisidir. Habibi'ye ait olan "divan" günümüze ulaşmamıştır.


15. Yüzyıl Azerî Sahasının Diğer Şairleri-Yazarları ve Eserleri:

Hamîdî: Divan (Fatih Sultan Mehmed'e sunmuştur).

Hakîkî: Karakoyunlu hükümdarı Cihanşah'tır. Eseri Cihanşah Divanı.

Sultan Yakub: Akkoyunlu hükümdarıdır. Türkçe ve Farsça şiirler söylemiştir.

Hatâî: Sultan Yakub adına bir "Yusuf u Züleyha" yazmıştır.



15. YÜZYIL ANADOLU SAHASI TÜRK EDEBİYATI ŞAİR VE YAZARLARI

Şeyhî: Anadolu sahası Türk edebiyatının en önemli şahsiyetlerinden biridir. Şairin adı kaynaklarda bazen Yusuf, bazen de Sinan olarak geçer. Doktor olduğu için "Hekim Sinan" adıyla da şöhret kazanmıştır. Tasavvufla ilgilenmiştir ancak şiirlerinde tasavvufî unsurlar pek yoktur. Manzumelerinde lirizm ön plandadır. Başarılı bir mesnevi şairidir. Anadolu sahasında gelişen klasik şiirin kurucularından biridir.  www.huseyinarasli.com

Eserleri:
Divan: Şeyhî Divanı'nın başında tevhid, na't ve kasideler bulunur. Şair divanında en çok II. Murad'a övgüler yazmıştır.
Hüsrev ü Şirin: Şeyhî'nin II. Murad adına Genceli Nizamî'nin aynı adlı eserinden tercüme ettiği bu eser, Hüsrev ile Şirin'in aşkını konu edinir. Şeyhî'nin bu mesnevisi, Türkçe yazılan "Hüsrev ü Şirin" mesnevilerinin en güzeli olarak kabul edilir. Eser 6944 beyit olup "mefâ'îlün mefâ'îlün fe'ûlün" vezniyle yazılmıştır. Şeyhî'nin bu eserinde 15. yüzyıl Türkçesinin özellikleri bulunan arkaik kelimeler bakımından zengin dil malzemesi vardır.
Har-nâme: Şeyhî'nin en tanınan ve beğenilen eseridir. Mesnevi türünde yazılan eser 126 beyittir. Har-name edebiyatımızda hiciv türünün en güzel örneğidir. Güçlü bir ifade ve sade bir Türkçe ile yazılmış olup hemen her beyti sehl-i mümtenî özelliği taşır.


Ahmed-i Dâî: Ahmed-i Dai Germiyan bölgesi şairlerindendir. Asıl adı Ahmed, mahlası ise Dâî'dir. Manzum ve mensur çok sayıda eser vermiştir. Ahmed-i Dai çok yönlü ve güçlü bir şairdir. Türkçenin sırlarına vakıftır. Hece ölçüsüyle aruz veznini birbirine yaklaştırmıştır. Türk Edebiyatında ilk müstezat kaside yazan şairdir. (Sultan II. Murad için yazmıştır).
www.huseyinarasli.com
Eserleri:
Camasb-name: Nasırüddin Tûsî'nin aynı adlı mesnevisinin tercümesidir. Bu eser eldeki bilgilere göre Camasb-name'nin ilk Türkçe tercümesidir.
Çeng-nâme: Hicri 808, miladi 1405 tarihinde Emir Süleyman adına yazdığı didaktik bir mesnevidir.
Ukudül Cevahir
Türkçe Divan
Farsça Divan
Tezkiretül Evliya Tercümesi (mensur)
Teressül (mensur)
Tıbb-ı Nebevî (mensur)
Yüz Hadis Tercümesi (mensur)...


Süleyman Çelebi: Türk edebiyatının ilk mevlid yazarlarından olan Süleyman Çelebi Bursa'da doğmuştur ancak doğum tarihi belli değildir. "Vesiletün Necat" isimli meşhur mevlidini 1409'da 60-65 yaşlarında yazdığına göre şairin 1350'lerde doğduğu söylenebilir. Dinî ilimlere vakıf biridir. Yıldırım Bayezid'in Divan-ı Hümayun imamlığı vazifesini yapmış, Bursa Ulu Cami yapıldıktan sonra 1400 yılında bu camiye imam tayin edilmiştir. Halk arasında "Süleyman dede" olarak anılan şair, 1422 yılında Bursa'da vefat etmiştir. Süleyman Çelebi kalbini Allah ve Resulullah sevgisiyle doldurmuş, devlet büyüklerine ve diğer nüfuzlu kişilere minnet etmemiş, hatta eserlerinde onlar hakkında hiçbir şey yazmamıştır. "Vesiletün Necat"ı (mevlidi) 1409 yılında Emir Süleyman zamanında yazdığı halde eserinde ondan hiç bahsetmemiştir.
www.huseyinarasli.com
Eseri:
Vesîletü'n-Necât: Süleyman Çelebi'nin tek eseri olan mesnevi türündeki bu eser halk arasında mevlid olarak bilinir. Süleyman Çelebi, mevlidi yazarken Aşık Paşa'nın "Garib-name"sinden, Erzurumlu Mustafa Darir'in "Siretün Nebi"sinden ve Ahmedi'nin "Mevlid"inden faydalanmıştır. Eserin aruz vezni ise "fâ'ilâtün fâ'ilâtün fâ'ilün" şeklindedir.


Ahmed Paşa: Fatih devrinin önde gelen şairlerinden olan Ahmed Paşa, Fatih Sultan Mehmed'in hocasıdır. Şair İstanbul'un fethine katılmıştır. Şuara tezkirelerinde Şeyhî ve Necatî arasında yetişen şairlerin en büyüğü olarak kabul edilir. Fatih Sultan Mehmed'in hocasına (Ahmed Paşa'ya) olan hürmeti, teveccühü zamanla bazı kişilerin kıskançlığına sebep olur ve hakkında çıkan birtakım söylentiler üzerine Ahmed Paşa padişah tarafından azledilerek hapse atılır. Ancak Ahmed Paşa kendini affettirmek için zindandayken meşhur "Kerem Kasidesi"ni yazar ve affedilir.

Eseri: Divan.


Necatî Bey: 15. yüzyılın ikinci yarısında yetişen şairlerin en önemlisi olan Necati, Edirne'de doğdu. Asıl adı İsa'dır. Şiirlerinde açık ve anlaşılır bir üslup, doğal ve samimi bir hava vardır. Şiir dilinde Ahmed-i Dâî'yi takip etmiş, hemen her gazelinde deyim ve atasözlerini kullanmış, bu yönüyle edebiyatımızda öncü olmuştur. Necati, Anadolu sahasında divanında "dibace (önsöz)" yazan ilk şairdir.
www.huseyinarasli.com
Eseri: Divan.


Avnî (Fatih Sultan Mehmed): Fatih Sultan Mehmed, "Avnî" mahlasıyla şiirler yazan ve Osmanlı'da divanı olan ilk padişahtır. Gazelleri âşıkane ve ders verici niteliktedir. Şiirlerinde genelde tevazuya önem vermiş, dünyayı önemsememiştir. Bazı şiirlerinde sanatkâr kimliğinden çok hükümdar şahsiyetinin izleri görülür. Melihî ve Ahmed Paşa gibi şairlerin şiirlerine nazireler yazmıştır. Fatih, sanata ve ilme çok önem vermiş; alimleri, şairleri, sanatkârları himaye etmiştir.

Eseri: Divan.


Adlî (II. Bayezid): II. Bayezid, Fatih Sultan Mehmed'in oğlu ve Yavuz Sultan Selim'in babasıdır. İlim ve sanat adamlarına değer vermiştir. Amasya'da vali iken etrafında ilim ve sanat meclisleri oluşmuştur. "Adlî" mahlasıyla şiirler yazan II. Bayezid, ince zevk sahibi, şiire ve sanata düşkün bir şairdir. Beyitlerinde tenasüp sanatına en güzel şekilde yer vermiştir. Yer yer deyimleri ve halk söyleyişlerini de kullanmıştır. Türkçenin gelişmesine yardımcı olmuş, himaye ettiği şairlerden açık ve anlaşılır bir Türkçe ile yazmalarını istemiştir.

Eseri: Divan.


Karamanlı Nizâmî: 15. yüzyılda Karaman'da yetişmiş şairlerdendir. İyi yetişmiş, kültürlü bir şairdir. Üç dilde (Türkçe, Arapça, Farsça) şiirler söylemiştir. Şiirlerinde dönemin sosyal hayatına, halkın yaşantısına yer vermiş, halk şiirini andıran mısra ve beyitler kullanmıştır.

Eseri: Divan.


Hacı Bayram Velî: Ankaralı olup asıl adı Numan'dır. İyi bir medrese tahsili gördü ve müderrisliğe (profesör) kadar yükseldi. Daha sonra Somuncu Baba'ya (Hamidüddin Aksarayî) intisab ederek onun müridi oldu. Somuncu Baba'nın vefatından sonra Bayramiyye Tarikatını kurdu. Anadolu'da milli edebiyatın ve tasavvufi hayatın gelişip yaygınlaşmasında büyük bir rolü olmuştur. Müstakil yazılı bir eseri olmayan Hacı Bayram Veli'nin yetiştirdiği talebeleri, canlı eserleri vardır. Bunun yanında bugün elimize ulaşan aruz vezniyle yazılmış iki, hece vezniyle yazılmış üç şiiri bulunmaktadır.


Eşrefoğlu Rûmî: Asıl adı Abdullah'tır. Babasının adına istinaden "Eşrefoğlu" denilmiştir. Hacı Bayram-ı Veli'nin yanında on bir yıl tasavvuf âdâbı öğrenip nefis mücadelesi yaptıktan sonra ondan icâzet almış, ardından doğduğu şehir olan İznik'e dönmüş ve burada Kadiriliğin bir kolu olan Eşrefiyye tarikatını kurmuştur. Eşrefoğlu Rumi, Yunus Emre'nin kuvvetli etkisi altında kalmış, yaşadığı dönemde halkın anlayabileceği bir dilde şiirler ve mensur eserler yazmıştır. Bu sayede İslam ahlakının halk arasında yayılmasında büyük bir rol oynamıştır. Yazdığı didaktik manzumeler bugün dahi bestelenerek ilahi tarzında pek çok yerde okunmaktadır.
www.huseyinarasli.com
Eserleri:
Manzum eserleri: Divan
Mensur eserleri: Müzekki'n-Nüfus, Delâilü'n-Nübüvve, Tarikatname, Fütüvvetname, İbretname, Nasihatname...