Tövbe ve Bağışlama

İNSAN HATA YAPABİLEN BİR VARLIKTIR

Yüce Yaratıcı insanı üstün özelliklere sahip mükemmel bir varlık olarak yaratmıştır. Ancak bu, insanın kusursuz olduğu anlamına gelmez. İnsanoğlu zaman zaman hata yapabilir, günah işleyebilir. Örneğin; Allah'a karşı görev ve sorumluluklarını aksatabilir, kalp kırabilir, haksızlık ve adaletsizlik yapabilir, kaba ve kırıcı davranabilir. Ancak önemli olan yapılan hatanın farkına varıp onda ısrar etmemektir.

"İnsanoğlu hata yapabilir. Ancak hata yapanların en hayırlısı tövbe edenlerdir." Hadis-i şerif



TÖVBE, HATADAN DÖNME VE İYİLİĞE YÖNELME ERDEMİDİR

Tövbe etmek; yapılan hatadan pişmanlık duyarak aynısını bir daha yapmamak üzere Allah'a söz vermek ve bu konuda kararlı davranmaktır. İstiğfar ise Allah'tan af ve mağfiret dilemektir. Allahü Teala hata yapanların tövbe etmesini ister. Tövbe, Allah'a inanan ve sorumluluk sahibi olan Müslümanların belirgin bir vasfıdır. Aynı zamanda erdemli bir davranıştır. Önemli olan ise tövbe ve istiğfar ettikten sonra aynı hatayı bir daha işlememek için gayret göstermektir.

"Rabbine hamd ederek tesbihte bulun ve O'ndan bağışlanma dile. Çünkü O, tövbeleri çok kabul edendir." (Nasr suresi, 3. ayet)

"...Sizden kim bilmeyerek bir kötülük yapar, sonra ardından tövbe edip de kendini ıslah ederse bilsin ki Allah çok bağışlayan, çok esirgeyendir." (En'am suresi, 54. ayet)



ALLAH BAĞIŞLAYICIDIR, BAĞIŞLAMAYI SEVER

Yüce Allah'ın merhameti çok geniştir. O, bağışlamayı sever.

"Ey nefislerinde kötülük edip aşırı giden kullarım! Allah'ın rahmetinden umudunuzu kesmeyin. Doğrusu Allah günahların hepsini bağışlar. Çünkü O, bağışlayandır, merhametlidir." (Zümer suresi, 53. ayet)

Yüce Allah kullarının da bağışlayıcı, affedici olmasını ister. Hataları hoş gören, affeden kimseleri sever.

"O takva sahipleri ki... öfkelerini yutarlar ve insanları affederler. Allah da güzel davranışta bulunanları sever." (Al-i İmran suresi, 134. ayet).

Toplumda herkesin bilgi birikimi, anlayış ve kültür seviyesi aynı değildir. Bu sebeple insanlar bazen istemeden veya bilerek birbirlerini kırabilirler. Bilinçli bir Müslümana düşen öfkeyle hareket etmeyip bağışlama yolunu tutmak,kendisine dikenle gelene gül ile karşılık vermektir.

"...Bir kötülüğü affederseniz Allah da ziyadesi ile affedici ve kadirdir." (Nisa suresi, 149. ayet)



BAĞIŞLAMA, BİREYSEL VE TOPLUMSAL HOŞGÖRÜNÜN TEMELİDİR

İnsanlar bir arada yaşadıkları için toplumsal yaşamın yoğunluğundan, stresinden dolayı birbirlerine zaman zaman kırıcı davranabilirler. Böyle durumlarda merhamet sahibi, anlayışlı ve bağışlayıcı olmak gerekir. Bu durum çoğu zaman insanların arasında sevgi ve saygıyı oluşturur. Bu da toplumsal huzuru beraberinde getirir. Ancak bazen kişi affedici ve hoşgörülü davrandığı halde karşısındaki olumsuz davranışını sürdürebilir. Affeden ve hoşgörülü davranan kimse ise Allah katında her zaman kazançlı çıkar ve Allah'ın hoşnutluğunu kazanır. Hoşgörünün ve affediciliğin en güzel örneği Peygamberimizin hayatında yer alır. O (s.a.v.) Mekke'yi fethettiği zaman daha önce kendisini dışlayan, zulmeden kişilerin hepsini bağışladı. Onlar da bu asil davranış karşısında Müslümanlığı kabul ettiler.

"Sen af yolunu tut, iyiliği emret ve cahillerden yüz çevir." (A'raf suresi, 199. ayet)



İYİLİKLER KÖTÜLÜKLERİ GİDERİR

İyilik yapmak ve yararlı işler işlemek, toplumda kötülüklerin ortadan kalkmasını sağlar. Bu konuda sorumlu davranan kişi, toplumda sevgi, saygı ve huzurun yaygınlaşmasına katkıda bulunur. Kur'an-ı Kerim'de de Yüce Allah bizleri iyilik yapmaya çağırmıştır.

"... İyilikler kötülükleri giderir..." (Hud suresi, 114. ayet)

"Nerede olursan ol, Allah'tan kork ve işlediğin kötülüğün hemen ardından onu yok edecek bir iyilik yap." Hadis-i şerif