Hatıra (Anı), Günlük

Hatıra (Anı): Meşhur bir kişinin hayatında başından geçenleri sanat değeri taşıyan bir üslupla anlattığı nesir türüne denir. Anı yazmanın amacı, kişinin yaşadığı tecrübeleri başkalarıyla paylaşmasıdır. Türk edebiyatındaki ilk anı örneği Orhun Kitabeleridir. İlk manzum anı örneği ise Sevâdî'nin "Hâlname"sidir. Babürşah'ın "Babürname"si ile Evliya Çelebi'nin "Seyahatname"si de bu türdeki en eski örneklerdir.
www.huseyinarasli.com

Hatıranın Özellikleri:

» Anı yazan kişi, olayları kendi bakış açısından anlatır.

» Anılarını anlatırken o dönemle ilgili belgelerden faydalanabilir.

» Anılar yazılırken dürüst ve içten davranılmalıdır.

» Anı yazan kişi taraflı ya da tarafsız olabilir.


Örnek Anı: 24 Ağustos 1922'de karargâhımızı Akşehir'den taarruz cephesi gerisindeki Şuhut kasabasına naklettirdik. 25 Ağustos 1922 sabahı da Şuhut'tan savaşı idare ettiğimiz Kocatepe'nin güneybatısında çadırlı ordugâha naklettik. 26 Ağustos sabahı Kocatepe'de hazır bulunuyorduk. Sabah 5.30'da topçu ateşimizle taarruz başladı. (Mustafa Kemal Atatürk)


Günlük: Bir kişinin yaşadıklarını, izlenimlerini, duygularını, düşüncelerini tarih belirterek günü gününe, sıcağı sıcağına yazmasına denir. Günlüklerde sanatsal bir kaygı yoktur. Çünkü kişi günlüğü başkalarının okuması için yazmaz. Günlüğün eski edebiyattaki adı "ruznâme"dir. Günlük türü edebiyatımızda fazla gelişmemiştir. Türk edebiyatında batılı anlamda yazılmış ilk günlük Direktör Ali Bey'in "Seyahat Jurnali"dir. Nurullah Ataç bu türde yazdığı yazılara "günce" adını vermiş ve "günce" terimini edebiyatımızda ilk olarak kullanmıştır. Falih Rıfkı Atay, Ömer Seyfettin, Nigâr Hanım, Salah Birsel bu türde eser veren sanatçılardandır.


Günlük Türünün Özellikleri:

» Olayı yaşayan kişi tarafından içtenlikle ve samimi bir şekilde yazılmalıdır.

» İnandırıcılığı yüksek yazılardır.

» Meşhur kişilerin yazdığı günlükler belge niteliği taşır.

» Yaşanan olayları çarpıtmadan yansıtır.

» Günlük, yazan kişinin kendi kendiyle dertleşmesi, konuşması, hesaplaşmasıdır.


Örnek Günlük: Bu sabah alayla hareket ettik. Hava güzeldi. Şimdi karargâha geldik. Henüz çadırlar kurulmadı. Ben çok yorgunum. Yorgunluktan biraz başım ağrıyor. Yolda mola ederken bir Turan gazetesi bulduk. Tarih 2 Teşrin-i evvel idi. Bulgaristan'ın, Sırbistan'ın münasebetlerini kestiklerini yazıyordu. Hatta Vedranye civarında bir muzafferiyetten haber veriyor... (Ömer Seyfettin, 5 Teşrin-i Evvel 'ekim')