• Osmanlı Devleti'nde 1908 Temmuz ayında ilan edilen II. Meşrutiyet, ülkede geniş çaplı bir hürriyet havası estirir. Bu dönemde Osmanlı toplumunda hakim olan dört ana siyasi görüş bulunmaktadır. Bunlar; Batıcılık, Osmanlıcılık, İslamcılık ve Türkçülük eğilimleridir. Bu eğilimler zaman zaman birbirlerini etkileyerek etki alanlarını genişletmişlerdir.
• 18. yüzyılda başlayan, Tanzimat döneminde yoğunlaşan Batıcılık, her alanda Batı'yı örnek almak fikrini benimsediği için zamanla etkisini yitirmiştir. Çünkü bu durum Osmanlı'yı Batı'nın bir sömürgesi olmaya sürüklemiştir.
• II. Abdülhamit Han tarafından da desteklenen Osmanlıcılık eğilimi, milliyetçilik hareketlerinin yoğunlaşması, Türk olmayan unsurların ayaklanmalar çıkarmaya başlaması vb sebeplerle gelişimini sürdürememiştir.
• Islahat Fermanıyla başlayan, Kanun-i Esasi ile devam eden azınlıklara ve Hıristiyan toplumlara geniş haklar tanınması, Osmanlı içindeki Hıristiyan toplumların aleyhte faaliyetleri, devletin Batılılaşma sonucunda İslam çizgisinden koptuğu için zayıfladığı düşüncesi vb görüşler, toplumun bazı kesimlerinde İslamcılık düşüncesini doğurmuştur. Bu düşünce II. Meşrutiyet'ten sonra Mehmet Akif'in de edebiyat alanındaki desteğiyle daha da gelişmiştir. Ancak I. Dünya Savaşı'nda ülke sınırlarının iyice daralması ve milliyetçilik hareketlerinin gelişmesi ile birlikte İslamcılık fiili bir siyaset olma özelliğini kaybetmiştir. www.huseyinarasli.com
• Dönemin diğer bir siyasi görüşü, Milli Edebiyat döneminde etkisini artıran Türkçülük eğilimidir. Tanzimat dönemine kadar Osmanlı toplumunda nadiren rastlanılan "Türk" kelimesi, içerik olarak Osmanlılar'ın kastedildiği bir kelimeydi. Zaten bu kelimeyi daha çok Batılı araştırmacılar, Türkologlar kullanıyordu. 1789 Fransız İhtilal'inin tüm dünyada tetiklediği "milliyetçilik" fikri, Tanzimat ile birlikte Osmanlı aydınları arasında da oluşmaya başladı. Tanzimat'ın ilk dönem yazarları "Osmanlı Milliyetçiliği" fikrini benimsediler. Tanzimat edebiyatının ikinci döneminde İstanbul'un en çok satan gazetelerinden olan "İkdam" gazetesi, 1894 yılında "Türk gazetesidir" sloganıyla yayın hayatına başladı. Kazanlı Yusuf Akçura'nın Mısır'da yayın yapan "Türk" adlı gazetede 1904 yılında yayımlanan "Üç Tarz-ı Siyaset" isimli makalesi, Türkçülük akımının bir bildirisi niteliğindedir. Bu makale, siyasi bir görüş olarak Türkçülüğü Osmanlı toplumunun gündemine getirmiş, en iyi çözümün "İttihad-ı Etrak", yani Türklerin birliği olduğunu savunmuştur. Milli Edebiyat dönemi şairlerinden Mehmet Emin Yurdakul'un 1897'de yayımladığı ve hece ölçüsüyle yazdığı "Cenge Giderken" isimli şiiri, milli duyguları dile getirmiştir. Bütün bu gelişmeler Osmanlı aydınları arasında Türkçülük akımının temellerinin atılmasına ve Milli Edebiyat Akımı'nın doğmasına sebep olmuştur.
Araştıran ve yazan: Hüseyin Araslı.