Sagu: Sözlü dönem Türk edebiyatında ölüm konulu şiirlere sagu denilmiştir. Sagular "Yuğ" adı verilen cenaze törenlerinde ölen bir kimsenin arkasından duyulan acıyı ve onun hayattayken yaptığı kahramanlıkları dile getirmek için söylenir. Halk edebiyatındaki karşılığı "ağıt", divan edebiyatındaki karşılığı ise "mersiye"dir. Divan-ı Lügati't-Türk'te biri Alper Tunga'ya, diğeri de adı bilinmeyen bir kahramana ait olmak üzere iki sagu vardır.
ALPER TUNGA SAGUSU
Alp Er Tunga öldi mü
Issız acun kaldı mu
Ödlek öçin aldı mu
Emdi yürek yırtılur
Ödlek yırag közetti
Ogrı tuzak uzattı
Begler begin azıttı
Kaçsa tagı ertilür?
Begler atın urgurup
Kadgu anı turgurup
Mengzi yüzi sargarup
Korkum angar türtülür.
Ulşıp eren börleyü
Yırtıp yaka urlayu
Sıkrıp üni yırlayu
Sıgtap közi örtülür.
Könglüm için ötedi
Yitmiş yaşıg kartadı
Kiçmiş ödig irtedi
Tün kün kiçip irtelür.
Günümüz Türkçesi
Alp Er Tunga öldü mü
Kötü dünya kaldı mı
Felek öcünü aldı mı
Şimdi yürek(ler onun ölümünün acısı ile) paralanır.
Felek yarar gözetti
Gizli tuzak uzattı
Beylerbeyini kaptı
Kaçsa nasıl kurtulur?
Beyler atlarını yordular
Kaygı onları durdurdu
Benizleri yüzleri sarardı
Safran sürülmüş gibi oldular.
Erler kurt gibi uludular
Hıçkırıp yaka yırttılar
Kısık seslerle haykırdılar
Ağlamaktan gözleri kapandı.
Gönlüm içten yandı
Yetmiş yaş yaşlandı
Geçmiş zaman arandı
Dün gün geçse de aranır.