Sultan II. Bayezid (Adlî) - Münâcât

Hüdâyâ! Hüdâlık sana yaraşur
Nitekim gedâlık bana yaraşur

Ey Allah'ım! Hüdâlık ancak sana yaraşır. Nitekim bana yakışan da ellerimi açıp senden istemektir.

Çü sensün penâhı cihan halkınun
Kamudan sana ilticâ yaraşur

Çünkü cihan halkının sığınağı sensin. Herkese yaraşan senin affına, merhametine sığınmaktır.

Şah oldur ki kulluğun itdi senün
Kulun olmayana şah gedâ yaraşur

Hükümdar sana kulluk edebilendir. Sana kul olmayan sultana dilencilik yaraşır.

Şu baş kim sana secde eylemeye
Şah ise âna zîr-i pâ yaraşur

Şu baş ki sana secde etmiyor, şah bile olsa ona ayaklar altında olmak yaraşır.

Şu dil kim marîz-i gamundur senün
Âna zikrün ile şifâ yaraşur

Şu gönül ki senin merhametinden mahrum kalmanın gamıyla hastadır. Ona, senin zikrin ile şifa bulmak yaraşır.

Şu kim dürr-i gufranun olmak diler
Gamun bahrine âşinâ yaraşur

Mağfiretinin incisi olmak isteyene, senin gamının denizine âşinâ olmak yaraşır.

Eğerçi ki istânumuz çokdurur
Sözümüz yine Rabbenâ yaraşur

Her ne kadar günahımız çok ise de, bize düşen "Rabbenâ" diyerek Allah'a yalvarmaktır.

Ne ümîd ü ne bîmdür işimüz
Hemân bize havf ü recâ yaraşur

İşimiz ne ümit ne de korkudur. Bize yakışan "havf ü reca"dır.

Eğer adlile sorasın Adlî'yi
Ukûbetdür âna ceza yaraşur

Eğer Adlî'nin (II. Bayezid'in) adaletinden sorarsan, ona yaraşan azaptır.

Ben itdüm ânı kim bana yaraşur
Sen eyle ânı kim sana yaraşur

Ben bana yaraşanı yaptım. (Ey Allah'ım) Sen, sana yaraşanı yap.

Şu günde ki hiç çâresi kalmaya
Ana çâre-res Mustafâ yaraşur

Kimsenin kimseden destek görmeyeceği günde, çaresize çare olarak Muhammed Mustafa (s.a.v.) yaraşır.


faûlün faûlün faûlün faûl

(Divan-ı Sultan Bayezid-i Sânî)

Araştırma: Hüseyin Araslı