TDE 10. Sınıf 4. Ünite Özeti

Türk dili ve edebiyatı dersi 10. sınıf 4. ünite "DESTAN/EFSANE" özet konu anlatımı.


DESTAN

Mitos: Tarih öncesi dönemlerle ilgili tanrı, tanrıça, yarı tanrı ve kahramanların yaşamlarını ve serüvenlerini anlatan, bir toplumun inançlarını, duygularını, eğilimlerini yansıtan ürünlere denir.

Mitoloji: Bu ürünleri bir bütün olarak ele alıp sistemli bir şekilde inceleyen bilim dalına denir. Destanların kaynakları arasında mitolojik unsurlar da yer alır.

• Destanlar toplumların geçmişinde derin izler bırakmış bir olayı, özellikle de yiğitlik ve olağanüstülükleri manzum olarak öyküleyici bir şekilde anlatan edebî türlerdendir.

• Kahramanların olağanüstü kişilikleri, içinden çıktıkları toplumun temel özellikleri ile oluşmuştur. Bu kahramanlar, aklın alamayacağı büyük işlerin üstesinden gelir.

• Destanlarda olay ve kişiler olmak üzere iki unsur ağırlıktadır.

• Zaman ve mekân unsurlarına ayrıntılı biçimde yer verilmez.
www.huseyinarasli.com
• Destanlar, ulusların tarihte yer almaya başladıkları dönemlerin ilk ürünleridir. Bu nedenle bu ürünlerde onları oluşturan toplumların tarihlerinden izler görülür.


Destanlar oluşumları bakımından doğal ve yapma destan olmak üzere ikiye ayrılır.

Doğal Destan: Milletlerin yaşamında derin izler bırakan tarihsel ya da toplumsal bir olayın sözlü gelenekte olgunlaştıktan sonra destan geleneğini bilen biri tarafından derlenmesiyle oluşan destanlardır. Doğal destanların oluşumları üç safhada gerçekleşir.

• Birinci safha, tarihsel olayın ortaya çıktığı çekirdek dönemidir. Toplumun belleğinde derin ve sarsıcı izler bırakan bir olay, zaman içinde gelişerek büyür; farklı söyleyişlerle ve eklemelerle zenginleşir.

• İkinci safhada ozanlar toplumun dilinde zenginleşen ve efsaneleşen olayları düşsel dünyalarında geliştirerek saz eşliğinde dillendirirler. Destan yazıya geçmediği için bu dönemde de büyüyüp gelişmeye devam eder.

• Son safha, destan geleneğini bilen bir kişinin destanın tüm varyantlarını elde ettikten sonra destanı yeniden oluşturup yazıya geçirmesidir.

Dünyaca Ünlü Doğal Destanlar
Alp Er Tunga, Oğuz Kağan, Ergenekon, Bozkurt (Türk)
İlyada / Odysseia (Yunan)
Kalevala (Fin)
Chanson de Roland (Fransız)
Gılgamış (Sümer)
Nibelungenlied (Alman)
Beowulf (İngiliz)
Le Cid (İspanyol)
İgor (Rus)
Ramayana ve Mahabbarata (Hint)
Şinto (Japon)

Yapma Destan: Herhangi bir tarihî olayın bir ozan tarafından destan kurallarına uygun olarak yazılmasıyla oluşan destanlara denir.

Yapma Destanlar
Atatürk Kurtuluş Savaşı'nda, Cahit Külebi, Türk edebiyatı
Çanakkale Şehitlerine, Mehmet Akif Ersoy, Türk edebiyatı
Çılgın Orlando, Ariosto, İtalyan edebiyatı
ilahi Komedya, Dante, İtalyan edebiyatı
Aeneis, Vergilius, Latin edebiyatı
Kaybolmuş Cennet, Milton, İngiliz edebiyatı

Türk Edebiyatında Destan: Türk dili, edebiyatı ve tarihi için önemli bir kaynak niteliği taşıyan destanlar, Sözlü Edebiyat Dönemi ürünlerindendir. Türk destanları, Türklerin göçebe hayatı yaşamaları ve geniş coğrafi alanlara yayılmış olmaları sebebiyle ikinci oluşum safhasında kalmış, oluşumunu tamamlayamamıştır. Yani bir destan şairi tarafından yazıya geçirilmemiştir. O yüzden doğal Türk destanları manzum değildir. Bilinen yazılı Türk destanları daha çok İran, Çin, Arap, Moğol, Bizans ve Batı kaynaklarından derlenmiş; oluşumlarından çok sonra yazıya geçirilmiştir. Türk destanlarının pek çoğunda ortak olarak kullanılan bazı motifler vardır. Bu motifler arasında ışık, at, ağaç, su, çeşitli madenler (gümüş, altın, demir vb.), kurt, kadın, yada taşı, ok-yay, yaşlı adam sayılabilir. Destanlar birdenbire ortaya çıkmış ürünler değildir. Bu ürünler, bir süreç içerisinde varlık kazanmıştır. Destanların oluşabilmesi için öncelikle o milleti derinden etkileyen bir olayın (savaş, göç, kıtlık vb.) yaşanması ve bunun dilden dile aktarılması gerekir. Ardından destan geleneğini bilen bir kişi tarafından bunlar derlenip bir araya getirilir.

İslamiyet'in Kabulünden Önceki Türk Destanlarına Örnekler:
Yaradılış Destanı (Altay-Yakut Dönemi)
Alper Tunga Destanı, Şu Destanı (Saka Dönemi)
Oğuz Kağan Destanı, Attila Destanı (Hun Dönemi)
Bozkurt Destanı, Ergenekon Destanı (Köktürk Dönemi)
Türeyiş Destanı, Göç Destanı (Uygur Dönemi)

İslamiyet'in Kabulünden Sonraki Türk Destanlarına Örnekler:
Satuk Buğra Han Destanı
Manas Destanı
Cengiz Han Destanı
Battal Gazi Destanı
Köroğlu Destanı

Türk Edebiyatında Yapma Destan: Türk edebiyatındaki yapma destanlarda uzun soluklu ve Kurtuluş Savaşı’nı temel alan kahramanlık ögelerinin ağır bastığı anlatım, belirleyici özellikler olarak görülür. Yapma destanlar, doğal destanlardan farklı olarak bir sanatçı tarafından yazılmış eserlerdir. Yapma destanlarda, doğal destanların coşkulu söyleyişi ve doğadan aktarılan benzetme unsurlarıyla yapılan anlatımı yer alırken sanatçı tarafından kurguda ve söyleyişte yeniliklere de yer verilebilir. Yapma destanlarda da doğal destanlarda olduğu gibi olağanüstülükler, insan ve toplum gerçekleri, insanlık durumları işlenir.
www.huseyinarasli.com
Cumhuriyet Dönemi Yapma Destan Örnekleri:
Kuvâyı Milliye, Nazım Hikmet
Sakarya Meydan Savaşı, Ceyhun Atıf Kansu
Çanakkale Şehitleri'ne, Mehmet Akif Ersoy
Maraş'ın ve Ökkeş'in Destanı, Gülten Akın


EFSANE

• Efsaneler; insanlarla insanı, coğrafyayı, diğer varlıkları, maneviyatı birbirine gönül bağı ile bağlayan unsurlardır.

• Sözlü kültürün önemli bir parçası olan ve dilden dile aktarılarak bugüne kadar ulaşan efsaneler; her türlü üslup kaygısından uzak, hazır kalıplara yer vermeyen, kısa anlatılardır.

• Olağanüstü olaylar ya da insanüstü güçleri elinde tutan kişilere efsanelerde sıkça rastlanır.

• Sözlü geleneğin ürünlerinden biri olan efsaneler; destan, şiir, hikâye, roman, tiyatro gibi pek çok türe konu yönüyle kaynaklık etmiştir.

• Efsaneler içerdikleri konulara göre:
- Yaradılış efsaneleri
- Oluşum ve dönüşüm efsaneleri
- Tarihî efsaneler
- Olağanüstü kişiler, varlıklar ve güçler üzerine efsaneler
- Dinî efsaneler
gibi adlar alır.

• Efsaneler; halkın çaresizliklerini, umutlarını, özlemlerini, dünya görüşlerini halk edebiyatının diğer türlerinden daha açık belirtir. Çünkü efsanede “inanış” söz konusudur. Bu yönüyle efsaneler masaldan ayrılır, hikâye ve destana yaklaşır.

• Efsanede anlatılanlar; halkın arasında doğru, gerçekten olmuş diye kabul edilir. Hatta efsaneler inandırıcılığını artırmak için içerdiği konuyla ilgili olaylarda, zamanda ve mekânda ayrıntılara girerek bu konuyla ilgili tanık gösterir.

• Günümüzde ise efsaneler artık inanç konusu olma niteliğini yitirmiştir. “Eskiden böyle inanırlarmış.”, “Güya böyle olmuş.” gibi ifadeler bu çeşit söylentilerin “eskiden” inanma konusu olduğunu belirtir.