Ömer Seyfettin (1884-1920) Hayatı, Eserleri, Edebi Kişiliği

1884 yılında Balıkesir'in Gönen ilçesinde doğmuştur. Ziya Gökalp ve Ali Canip ile birlikte "Yeni Lisan" hareketini ve dolayısıyla Milli Edebiyat akımını başlatan sanatçılar arasında yer alır. Bu sanatçılar, 1911 yılında Selanik'te çıkmakta olan "Genç Kalemler" dergisinde "Yeni Lisan" adıyla bir makale yayımlamışlar, bu makalede milli edebiyatın prensiplerini belirlemişlerdir. "Yeni Lisan"da milli bir dil ve edebiyattan söz edilir.  www.huseyinarasli.com

Şairliği: Edebiyatımızda hikaye yazarı olarak meşhur olan Ömer Seyfettin, yazı hayatına şiirle başlamış, sonraki yıllarda asıl alanı olan hikayeyi seçmiş, şiir yazmayı azaltmıştır. Tespit edilen ilk şiiri, 1898 tarihli "Lane-i Garam"dır. 1911 yılına kadar Servet-i Fünun etkisinde aruz vezniyle şiirler yazmıştır. 1911'de Yeni Lisan makalesini yayımladıktan sonra şiirlerinde sade Türkçe ile yazmış, ölçü olarak heceyi kullanmıştır. Bu dönem şiirlerinde halk edebiyatı etkisi hakimdir. Yine bu dönemde kaleme aldığı şiirlerinde sosyal konuları ağırlıklı olarak işlemiş, Türk milliyetçiliği paralelinde yazmıştır.

Hikayeciliği: Ömer Seyfettin, Türk edebiyatında kısa hikaye türüne önemli bir aşama kaydettirmiştir. Samipaşazade Sezai ve Halit Ziya Uşaklıgil'in hikayeleriyle önemli bir noktaya gelmiş olan Türk hikayesi, Ömer Seyfettin'in eserleriyle olgunluk kazanmış ve Cumhuriyet dönemi hikayesine bağlanmıştır. Maupassant tarzı hikayeler yazan ve bu tarzın edebiyatımızdaki en önemli temsilcisi olan yazar, konularını günlük hayattan, çocukluğundan, Anadolu efsanelerinden, Türk savaş tarihinden vb temalardan almıştır. Kendisi de bu konuda "Ben her şeyden, en ehemmiyetsiz bir fıkradan, bir cümleden bir hikaye, koca bir roman çıkarabilirim." diyerek konu bulmakta sıkıntı çekmediğini belirtmiştir. Ömer Seyfettin toplumsal fayda uğruna sanatından ödün vermiş, tezli hikaye yazmıştır. Onun hikaye yazmasının asıl sebebi hayatın içine tezlerini yerleştirmek ve onların savunmasını yapmaktır. O, hiçbir şeyi ferdin (bireyin) özel meselesi olarak ele almaz. Ona göre her ferdî görünüşe sahip mesele, aslında sosyal boyutları olan bir durumdur. Maupassant tarzı hikayenin bir sonucu olarak hikayelerinde kahramandan çok olaya önem vermiştir. Hikayelerini Genç Kalemler, Türk Yurdu ve Yeni Mecmua'da yayımlamıştır. Kısa hayatına rağmen çok eser vermiş, hayatını yazarak sürdürmek zorunda kalmıştır.  www.huseyinarasli.com

Konusunu çocukluğundan aldığı hikayeleri:Kaşağı, Falaka, And, İlk Namaz...

Türk tarihi konulu hikayeleri: Forsa, Kütük, Başını Vermeyen Şehit, Topuz, Pembe İncili Kaftan, Ferman, Teke Tek, Vire...

Yakorit sınır bölüğündeki görevi sırasında yazdığı hikayeleri: Beyaz Lale, Bomba, Hürriyet Bayrakları, Nakarat

Folklörden ve Anadolu efsanelerinden çıkardığı hikayeleri: Yalnız Efe, Yüz Akı, Kurumuş Ağaçlar, Üç Nasihat...

Tezli hikayeleri: Bu hikayelerini bir fikri savunmak veya yermek amacıyla yazmış, toplumsal faydacı bir tutum izlemiştir. Efruz Bey buna örnek gösterilebilir.

Konusunu günlük hayattan almış hikayeleri: Gizli mabet, Mahcupluk İmtihanı, Perili Köşk, Yüksek Ökçeler, Bahar ve Kelebekler...


ESERLERİ:

Romanları: Ashâb-ı Kehfimiz, Yalnız Efe

Öyküleri: Ömer Seyfettin'in hikayeleri 100'den fazla olduğu için word belgesi şeklinde dosyayı indirmek için tıklayın.

Araştıran ve yazan: Hüseyin Araslı