Sevgili öğrenciler, başarılı olmak hakkında yazdığım bu yazıyı dikkatle okuyan değerli arkadaşlarım! Öncelikle sizi tebrik ederim. Bu konuda araştırma yapmak, bu makale ve benzeri makaleleri önemseyip okumak, sizin başarılı olmak istediğinizin bir kanıtıdır. Başarılı olmak için öncelikle bunu istemek gerekir. İstemek, başarı yolunda atılan çok önemli bir adımdır. Yazım biraz uzun, biliyorum. Sonuna kadar okuma sabrını gösterenlere şimdiden teşekkür ediyorum. Okumayanlara hadi güle güle demeyeceğim. Sonuçta keyif onların. Ancak okumak ve araştırma yapmak keyifli bir aktivitedir. Makalemizde değindiğimiz konular daha önce birçok makalede ele alınmış olabilir. Biz, sitemizin değerli ziyaretçilerine bu konuları tekrar hatırlatmak ve bu konuda ilk defa araştırma yapanlara bir rehberlik yapabilmek amacıyla bu makaleyi hazırladık.
Klasik bir söz vardır: Hayat gittikçe zorlaşıyor! Klasik ama yerinde bir söz. Günümüze baktığımızda dünya nüfusunun giderek artması ile birlikte iş sahasında istihdam alanlarının daraldığını görüyoruz. Teknolojinin gelişmesi, ihtiyaçların artması, yaşam koşullarının değişmesi, iletişim ve ulaşımın gelişmesi gibi etkenlerle her ne kadar yeni iş alanları doğsa da bu durum çalışma hayatında bir yer edinme konusundaki zorlukların önüne geçemiyor. Çünkü insan nüfusunun artması, çalışma hayatında rekabeti de beraberinde getiriyor. Yani iyi bir işte çalışmanız için aşmanız gereken engeller olduğu kadar yarışmanız gereken rakipleriniz de günden güne çoğalıyor.
Gelecekte arzu ettiğiniz iyi bir alanda iş bulmak, kariyer yapmak, iyi bir kazanca sahip olmak için verdiğiniz mücadelenin en önemli dönemlerinden birindesiniz. Bu dönem okul yıllarıdır. Okul yıllarında geleceğinizin temelini atmış oluyorsunuz. Bu temel ne kadar sağlam atılırsa, üzerine inşa edeceğiniz bina da o derece sağlam olur ve dik durur. Bu temelin en önemli harcı ise çalışmaktır. Belki içinizde "hayatımın en güzel günlerinde ders çalışmak zorunda mıyım" diye düşünenler olabilir. Hayatınızın en güzel günlerini iyi bir şekilde değerlendirebilirseniz, bu güzel günlerin sayısını artırabilir, hayatınızın bütününe yayabilirsiniz. İlk ve ortaöğretim çağlarında bulunduğunuz yaşlar, Allah nasip ederse hayatınızın yetişkinlik dönemlerinde, çoluk çocuğa karıştığınız günlerinde yaşayacağınız güzel zamanlara hazırlık yapılan dönemlerdir. Bu sebeple çalışmalısınız arkadaşlar. Çünkü yazımın başında da belirttiğim gibi rakipleriniz çok fazla!
Ders çalışmak için birçok yöntem ve tekniklerin olduğu âşikâr. Uzmanlar bu konuda yıllardır yazıp çiziyorlar, çeşitli önerilerde bulunuyorlar. Birçoğunuz bu önerilere göre veya kendi araştırmalarınızdan elde ettiğiniz yöntemlere göre ders çalışıyorsunuz. Bazılarınız hedefine ulaşıyor, bazılarınız ise ulaşamıyor. Hedefe ulaşma konusunda sıkıntı yaşayan değerli arkadaşlarım, bu bağlamda öncelikle uyguladığınız yöntem ve teknikleri değil, bu yöntem ve tekniklere ne derece bağlı kaldığınızı sorgulayın. Çünkü ders çalışmak ve başarılı olmak için geliştirilen yöntemlerin hemen hepsi iyi niyetle hazırlanmış ve öğrenciyi başarıya götürmeyi amaçlayan metotlardır. Aralarında bazı farklar olabilir. Ancak hepsinin hedefinde başarılı olmak vardır. Biri "A" yöntemini, diğeri "B" yöntemini, bir başkası ise "C" yöntemini tavsiye eder. Tavsiye edilen bu yollarda azimli ve kararlı bir yolculuk yapılırsa bütün yolcular bitiş çizgisinde buluşurlar. O çizginin adı başarıdır. İşte bu noktada bazı kavramların önemi karşımıza çıkıyor. Bunlar; istikrar, azim, kararlılık, disiplin, gayret ve moral... Üniversite sınavına hazırlanan bir tanıdığımız vardı yıllar önce. Sene başında dershaneye kaydoldu. Babasıyla birlikte gittiler, bir sürü test kitabı aldılar. Aylar sonra sınava az bir zaman kala kitaplarına baktım. İlk sayfalar epey karalanmış ama ilerleyen sayfalar tertemizdi. Yani bu arkadaşımız dönemin başında gösterdiği istikrarı sonraki aylarda kaybetmiş. Bu sebeple sınavdan çok düşük bir puan aldı. Bu örnekte istikrarlı çalışmanın önemi karşımıza çıkıyor. Kararlı bir şekilde ve bıkıp usanmadan çalışmak. Bakın burası çok önemli! Çok çalışmaktan söz etmiyorum, istikrarlı çalışmaktan söz ediyorum. Yaptığınız plana sadık kalıp her gün belirli bir düzende ve disiplinde çalışırsanız kendinize, ailenize, arkadaşlarınıza, hobilerinize de vakit ayırmış olursunuz. Burası da moral ve motivasyon açısından önemli. Çünkü insanın ruhsal rahatlığa her şeyden daha çok ihtiyacı var. Kafanız ne kadar rahat olursa derse de o kadar motive olursunuz.
Bu arada yazıyı okumaya devam ediyorsanız doğru yoldasınız.
Başarı yolundaki diğer kavramlar olan azim ve gayret konularına gelelim. Bildiğiniz gibi bir insanın çalışma kapasitesi bellidir. Kapasite aşırı şekilde zorlanırsa bu ters bir etki oluşturur ve belki kişi yaptığı işten nefret etmeye başlar. Ancak başarıya ulaşmak için gayret etmeniz de gerekiyor. Öncelikle sizi azimli ve gayretli olmaktan uzaklaştıracak birtakım etkenlerden kurtulmalısınız. Bu etkenler sizi çalışmaktan alıkoyan, gayretinizi körelten, motivasyonunuzu negatif etkileyen olumsuz faktörlerdir. Örneğin bilgisayar oyunu oynamak, televizyona takılıp kalmak, sosyal medyada vakit harcamak, kötü arkadaş ortamı... Bunları çoğaltabiliriz. "Hocam hiç mi televizyon izlemeyeceğiz, hiç mi bilgisayar oynamayacağız" diyenler olabilir. Sevgili arkadaşlar, bunları tabi ki yapacaksınız. Ancak gerçek dünyada olduğu gibi sanal dünyada da dikkatli olmakta fayda var. Çünkü bazı oyunlar, diziler, programlar vb insanlar üzerinde öyle bağımlılık yapıyor ki kimileri bu bağımlılıktan kurtulmak için psikolojik destek alıyorlar. Burada özellikle online oyunlardan bahsetmek istiyorum. Diğer adı multiplayer olan, strateji, FPS gibi türlerde oynanan bu oyunların özellikle çocuklarda ve gençlerde ne derece bağımlılık yaptığını artık herkes biliyor. Bu sebepten okulunu bırakan, saatlerce bilgisayar başında vakit geçiren insanlar var. Hatta bu yüzden Amerika'da, Çin'de ve dünyanın çeşitli yerlerinde hayatını kaybeden insanlar oldu. Evet, bilgisayar oyunu oynarken ölen insanlar oldu. Bunun tek bir açıklaması var, o da bağımlılık. Bu bağımlılık kişiyi dersten de alıkoyar, ailesinden de koparır ve hatta yaşamdan bile koparır. Şimdi çok klasik bir tabir kullanacağım, hatta bazılarınız bana gülecek ama söylemekten de geri durmayacağım. KİTAP OKUYUN! Evet sevgili arkadaşlarım, ders çalışmaya ara verdiğiniz zaman kitap okuyun veya sevdiklerinizle vakit geçirin. Bu kadar bilgisayar oyununun, televizyon programlarının, filmlerin olduğu bir dünyada kitap okumak zor olsa da siz okuyun. Okumanın lezzetini aldığınız zaman diğerlerini zaten bırakacaksınız. Kelime hazneniz gelişecek, genel kültürünüz gelişecek, ufkunuz gelişecek... Okumak, araştırmak, öğrenmek bu kadar önemli olmasaydı Kur'an'ın ilk emri "Oku!" olmazdı. O çok sevilen bilgisayar oyunlarının, filmlerin, sosyal medyaların, aksiyon programlarının size ne kazandırdığına bir bakın, diğer taraftan kitap okumanın ne kazandırdığına bir bakın. İlk yapılan işler size değil sahibine kazandırıyor genelde. Milyonlarca insan bilgisayar oyunu oynuyor, oyun yapımcıları servet sahibi oluyor. Milyonlarca insan bir adada saçma sapan yarışan, çamura bulanan, birbirlerine hakaret edip kavga eden yarışmacıları izliyor, yapımcılar köşeyi dönüyor. Milyonlarca insan sosyal medyada vakit kaybediyor, kaybolan vakitler paraya dönüşüp site patronlarına gidiyor. Öte yandan nerede kültürel, sanatsal, edebî bir program var, insanlar adını bile bilmiyor. Yeni çıkan bir kitap sadece raflarda kalıyor. Evlerin baş köşelerinde kütüphaneler yerine boy boy smart televizyonlar yerini alıyor. Hem de her odanın televizyonu, bilgisayarı ayrı, her ferdin akıllı telefonu da ayrı.
Hâlâ yazımı okuyan arkadaşım, bizimlesin, tebrikler!
Yukarıda saydığımız faktörler ders çalışmanın, ödev yapmanın önündeki en büyük engellerdir diyebiliriz. Bu engelleri minimize ettikten sonra gelelim yöntem ve tekniklere. Yazımızın başlarında söylediğimiz gibi ders çalışma konusunda çeşitli yöntem ve teknikler bulunmakla beraber önemli olan bunları kararlı bir şekilde uygulamaktır. Bununla ilgili olarak size önereceğim başlıca metotlar şunlardır;
• Öncelikle dersi derste öğrenin.
• Eve geldiğinizde öğrendiklerinizi kısaca tekrar edin.
• Ödev verilmese bile bu tekrarı yapın.
• Edebiyat, sanat, bilim dünyasından kitaplar okuyun.
• Bolca test çözün.
• Araştırmacı olun. Örneğin bir soru çözerken çözdüğünüz sorunun içerisinde merak ettiğiniz bir konu gözünüze çarptığında onu güvenilir kaynaklardan araştırın.
• Moralinizi yüksek tutun. Bazen anneniz, babanız veya sevdikleriniz moralinizi bozabilir. Sonuçta onlar da insan, hata yapabilirler. Ancak büyüklük yaşta değil baştadır hesabı bazı durumlarda sizin büyüklük göstermeniz gerekebilir. Yani alttan alın. İnanın siz ne kadar diklenirseniz anne-babanız da o kadar üzerinize gelir. Sonuçta sizi büyütüp bu yaşa getiren onlar değil mi? Bu duyguyu anne-baba olunca anlayacaksınız. Şimdi ne desem yetersiz!
• Ders çalışırken ezber yapmayın, öğrenin. Bir şeyler öğrenmek için çalışın. Bilgileri kalıcı kılan da budur. Yoksa diğer türlü sınav bittikten sonra bilgiler unutulur gider.
• Beslenmenize ve uykunuza dikkat edin.
• Öğrendiğiniz konu ile ilgili kısa notlar alın. Yazarak öğrenmek çok etkili bir öğretim yöntemidir.
• Arkadaş ortamınızı iyi seçin. Sizi başarıdan uzaklaştıracak kişilerle arkadaşlık kurmayın.
• Yaşamınızın her alanında düzenli olun.
• Planlı ve programlı çalışın.
Yukarıda belirttiğimiz maddelerin hepsini harfi harfine uygulamak hepiniz için mümkün olmayabilir. Ancak uygulamaya çalışmak, elinizden gelenin en iyisini yapmaya çalışmak için uğraşın. Çünkü Allah hiçbir emeği karşılıksız bırakmaz. Çalışan mutlaka emeğinin karşılığını alır.
Yazımı sabırla okuduğunuz için hepinize teşekkür ediyorum. Derslerinizde ve yaşamınızın her alanında başarılar sizinle olsun...
Hüseyin ARASLI, Denizli - 15.02.2014 (Güncelleme: 06.09.2016)