İlme sa'y eylememekden hazer it
İlm ü sa'y ikisi birdür nazar it
Bulamaz ilm bilâ-sây vücud
Biri gitse biri olur nâbûd
Dahi emr eyledi ol sâhib-i ilm
Mehdden lahde dek ol tâlib-i ilm
İlm bir lücce-i bî-sâhildir
Anda âlim geçinen câhildir
Cehle Hak mevt didi ilme hayat
Olma hemhâl-i gürûh-ı emvât
Bilmek elbette degül mi ahsen
Sorsalar ben onu bilmem dimeden
Etme âr öğren oku ehlinden
Her şeyin ilmi güzel cehlinden
Cehldür ademe zindan-ı belâ
Ki düşenler göremez rûy-ı rehâ
Olmaya ilm kadar emr-i bülend
İlmden görmedi hiç kimse gezend
Ger re'âyâ vü gerek sâhib-i tâc
Lâ-büd olur ulemaya muhtâc
fe'ilâtün fe'ilün
Nabî
Açıklaması
Öğrenmeye çalışmamaktan sakın; ilim ve çalışmak, dikkat et, bunların ikisi birdir.
Çalışma yoksa, ilim de ortaya çıkmaz; biri olmazsa diğeri de olmaz.
İlim sahibi o zât (Hz. Muhammed s.a.v.) emretti; "Beşikten mezara kadar ilim öğrenmeyi talep et."
İlim, kıyısı olmayan bir büyük denizdir;onda alim geçinen, ben bilirim diyen cahildir.
Allah, cahilliğe ölüm, ilme de hayattır dedi; öyleyse ölüler topluluğuyla birlikte olma.
Sordukları bir şeyi "bilmiyorum" demektense, "biliyorum" demek daha iyi değil mi?
Utanma, bilenlerden oku, öğren; bir şeyi bilmek, bilmemekten daha güzeldir.
Bilgisizlik, insan için bela zindanıdır; o zindana düşenler artık rahat yüzü görmezler.
İlim kadar yüce bir iş yoktur; ilimden hiç kimse zarar görmedi.
Gerek sıradan halk olsun, gerekse tac sahibi (padişah) olsun, mutlaka bilginlere muhtac olurlar.