Servet-i Fünun dergisi, Hüseyin Cahit'in Fransızca'dan tercüme ettiği "Edebiyat ve Hukuk" (Servet-i Fünun Dergisi, S. 553, 16 Ekim 1901) adlı makalenin sakıncalı bulunması nedeniyle kapatılır. Bunun üzerine Edebiyat-ı Cedide topluluğu dağılır. Bu olaydan sonra Türk edebiyatında 1908'deki II. Meşrutiyet'in ilanına kadar sürecek bir boşluk oluşur. II. Meşrutiyet'in ilanıyla birlikte ülkede örgütlenme, dernek kurma, basın-yayın vb alanlarda daha serbest bir ortam meydana gelir.
Edebiyat-ı Cedide topluluğundan gelen Celal Sahir ve Faik Ali, Servet-i Fünun döneminin bağımsız ismi Ahmet Rasim gibi sanatçılarla, çoğunluğu okul yıllarından arkadaş olan Ahmet Haşim, Emin Bülent, Hamdullah Suphi, Refik Halit, Tahsin Nahit gibi sanatçılar, 20 Mart 1909 tarihinde Babıali Mescidi'nin karşısındaki Hilal Matbaası'nda toplanırlar. Burada, kuracakları edebi topluluğun ismini belirleyip başkanını (Faik Ali) seçerler. Edebiyat dünyasında yapmak istediklerini, fikirlerini ve iddialarını, birlikte hazırladıkları "Fecr-i Âtî Encümen-i Edebîsi Beyannamesi" ile kamuoyuna duyururlar. Bu beyanname, 1910 yılında Servet-i Fünun dergisinde yayımlanmış olup Türk edebiyatında sanat ve edebiyat meseleleriyle ilgili ilk ortak metindir. Kendilerine ait bir yayın organı olmayan Fecr-i Ati mensupları, dönemin önde gelen kültür-sanat dergilerinden Servet-i Fünun, Resimli Kitap ve Musavver Eşref'te yayın faaliyetlerini sürdürürler.
Fecr-i Âtî Edebiyatının Sanatçıları: Ahmet Haşim, Emin Bülent (Serdaroğlu), Emin Lâmi, Tahsin Nahit, Celal Sahir (Erozan), Cemil Süleyman (Alyanakoğlu), Hamdullah Suphi (Tanrıöver), Refik Halit (Karay), Şahabettin Süleyman, Abdülhak Hayri, İzzet Melih (Devrim), Ali Canip (Yöntem), Ali Süha, Faik Ali (Ozansoy), Fazıl Ahmet (Aykaç), Mehmet Fuat (Köprülü), Mehmet Behçet (Yazar), Yakup Kadri (Karaosmanoğlu)...
www.huseyinarasli.com
Fecr-i Âtî Edebiyatının Özellikleri:
• Türk edebiyatında sanat ve edebiyat ile ilgili bildiri yayımlayan ilk edebi gruptur. (Fecr-i Âtî Encümen-i edebîsi Beyannamesi, Servet-i Fünun 1910, sayı 227)
• "Sanat şahsî ve muhteremdir." görüşünü savunmuşlar, ferdiyetçi bir sanat anlayışı benimsemişlerdir.
• Servet-i Fünun edebiyatına bir tepki olarak ortaya çıktıkları halde dil ve üslup bakımından Servet-i Fünun'un özelliklerini sürdürmüşlerdir.
• Şiirde sanatlı, ağdalı ve ağır bir dil kullanan topluluk sanatçıları, Arapça-Farsça kelimelere ve tamlamalara geniş ölçüde yer vermişlerdir.
• Sözcükler konusunda seçici olmuşlar, Edebiyat-ı Cedide mensuplarının yaptıkları gibi Arapça ve Farsça'nın en bilinmeyen kelimelerini şiir diline sokmaya gayret etmişlerdir. Örneğin; mesa (akşam), şeb (gece), melâl (hüzün), nücûm (yıldızlar), erganun (neft renkli)...
• Ölçü olarak aruz veznini esas almışlardır.
• Şiirde klasik dönemden gelen bütün nazım şekillerini kullanmakla birlikte serbest müstezat ve soneyi çok tercih etmişlerdir.
• İşledikleri konular; melankolik ve platonik aşk (dünyevî aşk), tabiat (özellikle mevsimler).
• Şiirde yeni bir anlayış ortaya koyamamışlar, Edebiyat-ı Cedide üslubunu devam ettirmişlerdir.
• Nesir alanında karşılıklı konuşmalara dayanan hikaye türünü geliştirmişler ve buna "tekellümî hikaye" adını vermişlerdir.
• Topluluk mensuplarından Yakup Kadri başta olmak üzere Refik Halit, Mehmet Behçet ve Şahabettin Süleyman mensur şiirde başarılı örnekler vermişlerdir.
• Fecr-i Ati sanatçılarının çoğu şair olmakla birlikte bu edebi harekette tiyatro, mensur şiir ve eleştiri alanlarında önceki dönemlere göre daha başarılı örnekler verilmiştir.
• Milli Edebiyat döneminin başlaması ve topluluğun birçok önemli isminin bu edebi harekete katılmasıyla Fecr-i Ati topluluğu 1912'de dağılmıştır.
Araştıran ve yazan: Hüseyin Araslı.