Hayâlî - Gazel Örneği (Ne Gerdûndan Sitem Çekdüm)

16. yüzyıl divan şairlerinden olan Hayalî, Rumeli söyleyişini Divan şiirine taşımış, Kanuni devrinde saray çevresinde saygın bir yer edinmiştir. Hatta döneminin şuara tezkirelerinde ondan "diyâr-ı Rûm'un sultânü'ş-şuarâsı" ve "meşhûr Hayâlî Bey" diye bahsedilir. Şiirlerindeki yerlilik arzusu ve tasavvufi heyecan en belirgin özelliklerdendir. Özellikle bir gazel şairi olarak çağdaşlarını ve kendisinden sonraki şairleri etkilemiştir. Aşağıda yer alan gazeli, Hayalî'nin ritim arayışlarındaki başarısı kadar tasavvuf konusunda da ne kadar mertebe katettiğini gösterir.


Ne gerdûndan sitem çekdüm ne ahterden melâlüm var
İkilikden bugün ferdem ne hasm u ne cidâlüm var

"Ne felekten zulüm gördüm, ne yıldızlardan üzüntüm var. Bugün ikilikten birliğe erdim, ne düşmanım ne de kavgam var."


İki âlem bugün müstağrak-ı envârum olmuşdur
Sipihr-i dilde doğmış âfitâb-ı bî-zevâlüm var

"Gönlümün göğünde batmayan bir güneşim var. Bugün iki âlem nuruma gark olmuştur."


Duyaldan küfr-i zülfünden eser âr itdüm îmândan
Sana tâ kim gönül virdüm hayâtumdan melâlüm var

"Zülfünün küfründen eser duyduğumdan beri imandan utandım. Sana gönül verdiğimden beri hayatımdan sıkıldım."


Virürsem kâse-i hurşîd-i nûr-efşâna nâ-merdem
Elümde derd-i yâr ile pür olmış bir sifâlüm var

"Elimde sevgilinin derdiyle dolmuş bir çanağım var. Onu, aleme nur saçan güneş kâsesine değişirsem nâmerdim."


Suhan şehbâzıyam mürgân-ı kudsîler şikârumdur
Kanâ'atle tecerrüdden Hayâlî perr ü bâlim var

"Ben söz şahbazıyım, kutsal kuşlar (melekler) benim avımdır. Ey Hayali, benim kanaat ve tecerrütten kanatlarım var." (tecerrüt: her şeyden uzaklaşma, soyutlanma)