Millî Edebiyat Dönemi Sanatçıları

MEHMET EMİN YURDAKUL (1869-1944): Milli edebiyat akımının öncü şairi olan Mehmet Emin, milliyetçiliği şiirde konu olarak ele alan ilk şairdir. "Türk şairi" ve "milli şair" olarak anılan sanatçı, Servet-i Fünun şiirinin revaçta olduğu, süslü, ağdalı, aruzlu şiirlerin yazıldığı bir dönemde hece ölçüsünü kullanarak sade bir Türkçe ile şiirler yazmıştır. Bu dönemde kaleme aldığı "Anadolu'dan Bir Ses Yahut Cenge Giderken" isimli şiiri, milli şiir ahenginin oluşmasında çok önemli bir rol üstlenmiş, Türklük şuurunun... devamı için tıklayın
www.huseyinarasli.com



RIZA TEVFİK BÖLÜKBAŞI (1869-1949): Servet-i Fünun şirinin revaçta olduğu dönemde 1911 yılına kadar şiir yayımlamayan Rıza Tevfik, Mehmet Emin'in açtığı yolu ve şiirini beğenir. Ancak milli şiir estetiğinde eksik bulduğu için arayışlarını sürdürür. Mehmet Emin'deki bu ahenk ve estetik eksikliğini tekke ve halk şiirine ait koşmalardan, nefeslerden faydalanarak tamamlar. Hece ölçüsüyle ve sade bir Türkçe ile koşmalar, nefesler yazan şair, 1911-1921 arasında en güzel şiirlerini yazmıştır. Şiirlerinde başlıca aşk, doğa, çocukluk anıları, geçmişe özlem gibi konuları işlemiştir. Şiirlerinin yanısıra dönemin aydınları tarafından hakir görülen ve iyice unutulmaya yüz tutmuş olan eski halk şiirini, tekke şiirini, folklorümüzü tanıtıcı makaleler yazmıştır. Çok bilgili olduğu için döneminde kendisine "feylesof" denilmiştir.

Eserleri: Eski ve yeni anlayışla yazdığı şiirlerinin toplandığı Serab-ı Ömrüm (1934) isimli kitabı vardır.



ZİYA GÖKALP (1876-1924): Ziya Gökalp, Milli Edebiyat döneminin ve Türk milliyetçiliğinin fikir babasıdır. Edebiyatı, düşüncelerini geniş kitlelere ulaştırmakta bir araç olarak kullanan Gökalp, iyi bir düşünce şairi, sosyolog, araştırmacı ve siyasetçidir. Ziya Gökalp milli bir şiir ahenginin oluşması için çabalamıştır. Şiirlerinde hece ölçüsünü ve halk edebiyatı nazım şekillerini kullanmıştır. Ömer Seyfettin ve Ali Canip ile birlikte "Yeni Lisan" hareketini ve... devamı için tıklayın



ÖMER SEYFETTİN (1884-1920): Ziya Gökalp ve Ali Canip ile birlikte "Yeni Lisan" hareketini ve dolayısıyla Milli Edebiyat akımını başlatan sanatçılar arasında yer alır. Edebiyatımızda hikaye yazarı olarak meşhur olan Ömer Seyfettin, yazı hayatına şiirle başlamış, sonraki yıllarda asıl alanı olan hikayeyi seçmiş, şiir yazmayı azaltmıştır. 1911 yılına kadar Servet-i Fünun etkisinde aruz vezniyle şiirler yazmıştır. 1911'de Yeni Lisan makalesini yayımladıktan sonra şiirlerinde sade Türkçe kullanmış, ölçü olarak heceyi kullanmıştır. Bu dönem şiirlerinde halk edebiyatı etkisi hakimdir. Maupassant tarzı hikayeler yazan ve bu tarzın edebiyatımızdaki... devamı için tıklayın



AHMET HİKMET MÜFTÜOĞLU (1870-1927): Hikaye ve roman yazarı Ahmet Hikmet'in Servet-i Fünun edebiyatının üslubuyla kaleme aldığı tek eseri "Haristan" isimli hikaye kitabıdır. Bu kitapta yer alan hikayeleri Servet-i Fünun dergisinde de yayımlanmıştır. Bu hikayelerinde ağır bir dil ve abartılı bir üslup kullanmış, konulara çok özen göstermemiştir. 2. Meşrutiyet'ten sonra Türkçülük akımını benimsemiş, bu akımın etkisinde "Çağlayanlar", "Gönül Hanım" gibi eserler vermiştir.

Eserleri:
Hikaye: Leyla yahut Bir Mecnunun İntikamı (1891), Haristan (1901), Çağlayanlar (1922)
Roman: Gönül Hanım (1920)



ALİ CANİP YÖNTEM (1887-1967): Fecr-i Ati topluluğundan erken ayrılan bir sanatçıdır. Bunun sebebi, Ömer Seyfettin'den "Yeni Lisan" hareketini başlatma teklifi almış olmasıdır. 1913 yılına kadar ki şiirlerinde aruz veznini, 1913'ten sonra ise hece veznini tercih etmiştir. Türkçülük fikrinin etkisiyle kaleme aldığı toplumsal konulu birkaç manzumesi dışında şiirlerinde bireysel temaları işlemiştir. "Sokak Feneri" isimli şiiri saf (öz) şiir anlayışının en güzel örneklerindendir. Ömer Seyfettin ile birlikte "Genç Kalemler" dergisini çıkarmış, bu derginin başyazarı olarak Milli Edebiyat Hareketi'ne öncülük etmiştir. Ömer Seyfettin ve Ziya Gökalp ile birlikte dilde sadeleşme konusunda çok çaba harcayan Ali Canip, edebiyat tarihiyle ilgili incelemeler yapmış, makaleler yayımlamıştır.



MEHMET FUAT KÖPRÜLÜ (1890-1927): Daha çok Türk edebiyatı tarihi ile ilgili araştırmalarıyla tanınan Köprülü, sanat hayatına Fecr-i Ati topluluğunda şiir yazarak başlamış, sonrasında Milli Edebiyat çizgisinde yazmıştır. Destan döneminden günümüze değin Türk edebiyatını akademik olarak incelemiş, Türk dili, Türk kültürü ve medeniyetiyle ilgili önemli çalışmalar yapmıştır. Erzurumlu Emrah, Ali Şir Nevai, Hoca Ahmed Yesevi, Yunus Emre gibi sanatçılarımızı belgeleriyle birlikte bilim dünyasına tanıtmıştır. Türk edebiyatı tarihi ile ilgili yaptığı bu çalışmaları ile dünya çapında tanınan bir bilim insanı olmuştur. 1933 yılında ordinaryüs profesör olan Köprülü, İstanbul Üniversitesi'nde dekanlık, milletvekilliği ve Dışişleri Bakanlığı görevlerinde bulunmuştur.

Eserleri: Yeni Osmanlı Tarih-i Edebiyatı (1916), Türk Dilinin Sarf ve Nahvi (1917), Türk Edebiyatı Tarihi I-II, Türk Edebiyatında İlk Büyük Mutasavvıflar, Fuzuli Hayatı ve Eserleri (1924),  Nasrettin Hoca, Erzurumlu Emrah (1929), Edebiyat Araştırmaları, Divan Edebiyatı Antolojisi, Türk Saz Şairleri Antolojisi, Mektep Şiirleri...



BEŞ HECECİLER (Ayrıntılı bilgi için tıklayın)



YAKUP KADRİ KARAOSMANOĞLU (1889-1974): Edebiyat yaşamına 20. yüzyılın başlarında Fecr-i Ati'de başlamış, ardından Yahya Kemal'in etkisiyle kısa bir Nev-Yunanîlik tecrübesi yaşamıştır. Bundan sonra Milli Edebiyat anlayışına yönelmiş, eserlerinde toplumsal meseleleri ele almaya başlamıştır. Realist bir yazar olan Yakup Kadri, eserlerinde çoğunlukla içinde yaşadığı toplumun sorunlarını ele almıştır. Maupassant tarzı hikayeler yazan Yakup Kadri'nin hikaye ve romanlarında bir kötümserlik hakimdir. Eserlerinde o dönem Anadolu insanının... devamı için tıklayın


www.huseyinarasli.com
HALİDE EDİP ADIVAR (1882-1964): Milli Edebiyat ve Cumhuriyet dönemi Türk edebiyatının roman ve hikaye türündeki önemli isimlerinden biri de Halide Edip'tir. Robert Koleji mezunu olan, öğretmenlik, müfettişlik ve İstanbul Üniversitesi'nde İngiliz Dili ve Edebiyatı profesörü olarak görev yapan yazar, 1950 yılında TBMM'de milletvekilliği de yapmıştır. Milli mücadelenin başlamasıyla birlikte Anadolu'ya geçmiş, Kurtuluş Savaşı'nda Mustafa Kemal'in yanında görev yapmıştır. Bu nedenle kendisine rütbe verilmiş ve "Halide Onbaşı" olarak anılmıştır. İlk eserlerinden itibaren roman ve hikayelerinde... devamı için tıklayın



REŞAT NURİ GÜNTEKİN (1889-1956): Cumhuriyet dönemi Türk edebiyatının önemli yazarlarından olan Reşat Nuri, aynı zamanda öğretmen, müfettiş ve milletvekilliği görevlerinde bulunmuştur. Milli Edebiyat döneminde tiyatro çalışmaları ile dikkat çeken yazar, asıl eserlerini Cumhuriyet döneminde yazmıştır. "Çalıkuşu" adlı romanının 1922 yılında Vakit gazetesinde yayımlanmasıyla meşhur olmuştur. Müfettiş olarak görev yaptığı yıllarda Anadolu'daki izlenimlerini gezi yazısı türünde kaleme aldığı... devamı için tıklayın


www.huseyinarasli.com
MEHMET AKİF ERSOY (1873-1936): 1908 yılında İkinci Meşrutiyet'in ilanından sonra "Sırat-ı Müstakim (sonraki adı Sebilü'r-Reşad)" adlı dergide şiirlerini, dinî ve edebî makalelerini yayımlayarak yazı hayatına başlamıştır. Mehmet Akif, İkinci Meşrutiyet (1908) sonrası gelişen fikir akımlarının içerisinde İslamcılık anlayışının temsilcisi olarak önemli bir rol üstlenmiştir. Sırat-ı Müstakim'deki makalelerinde ve şiirlerinde İslam dinini modernleşme ile uzlaştıran görüşlerini dile getirir. Özlediği yeni nesli Safahat'ın altıncı kitabı olan... devamı için tıklayın

Araştıran ve yazan: Hüseyin Araslı