Bazı Genç Sahabeler

Bilge ve Kahraman Bir Genç Hz. Ali (r.a.): Hz. Ali (r.a.), Hz. Peygamber’in amcası Ebû Talib’in en küçük oğludur. O aynı zamanda Hz. Muhammed’in (s.a.v.) peygamberliğine ilk iman edenlerdendir. Peygamber Efendimiz Medine'ye hicret etmeye karar verince Hz. Ali’yi (r.a.), kendisini öldürmeye gelecek müşrikleri oyalamak amacıyla Mekke’de bırakmıştır. O da geceyi Peygamber’in yatağında geçirerek onun evde olduğu kanaatini uyandırmıştır. Hz. Ali (r.a.); Bedir, Uhud, Hendek ve Hayber başta olmak üzere hemen hemen bütün gazve ve seriyyelere katılmıştır. Hz. Ali (r.a.), bu savaşlarda Hz. Muhammed’in (s.a.v.) sancaktarlığını yapmış ve daha sonraları da büyük kahramanlıklar göstermiştir. Hz. Ali (r.a.), Hz. Peygamber’e kâtiplik ve vahiy kâtipliği yapmış, Hudeybiye Antlaşması’nı da yazmıştır. Mekke’nin fethinden sonra Kâbe’deki putları imha etme görevi ona verilmiştir. Hz. Ali, Peygamberimizin vefatından sonra Medine’de ikamet edip dinî ilimlerle uğraşmayı, diğer görevlere tercih etmiştir.

Genç Bir Davetçi Erkam bin Ebi'l Erkam: İslam’a ilk giren gençlerden biri olan Erkam b. Ebi’l Erkam’ın (r.a.) Safa Tepesi’nin yanındaki evi, Hz. Peygamber ve diğer Müslümanlar için adeta bir karargah olmuştur. Erkam (r.a.) Hz. Peygamber’e sadakatle bağlanarak evini onun emrine verdi. Hz. Peygamber, İslam tarihinde "Daru’l-Erkâm" diye anılacak olan bu evi tebliğ faaliyeti için çok elverişli bularak, merkez haline getirmiştir. Hz. Peygamber, peygamberliğin ilk dönemlerinde insanları İslam’a bu evde davet etmiş, onlara ibadetleri burada öğretmiştir. Müslümanlar, müşriklerin şerrinden korunmak için de bu evde gizlenmişlerdir. Henüz 17-18 yaşındaki bir gencin, Kâbe’nin hemen yanı başındaki evini İslam davetine açabilmesi, onun ne denli cesur ve fedakar bir genç olduğunu da göstermektedir. Erkam (r.a.), Bedir, Uhud ve diğer savaşlara katılmış ve büyük fedakarlıklar göstermiştir. Hz. Muhammed (s.a.v) zaman zaman onu, zekât toplamakla vazifelendirmiştir.
www.huseyinarasli.com
Genç Bir Öğretmen Mus'ab bin Umeyr: Mekke’nin en zengin ve asil ailesine mensup olan Mus’ab (r.a.), refah ve bolluk içinde yetişmiş, kılık kıyafeti, nezaketi ile herkesin beğenisini kazanmıştır. Ancak manevi bir boşluk, ruhi bir bunalım içerisindeydi. Neticede Erkam’ın (r.a.) evinde bulunan Hz. Peygamber’in yanına geldi ve Müslüman oldu. Ailesi onu İslam’dan vazgeçirmek için her çareye başvurmuştu. Ama Mus’ab (r.a.), ailesini de servetini de terk edip Habeşistan’a hicret etti. I. Akabe Biatı’nda Medineliler, kendilerine İslamiyet’i öğretecek bir öğretmen isteyince, Hz. Peygamber onu bu göreve tayin etti. Medine’de birçok kişi İslam’a onun çabasıyla girdi ve birçoğu İslam’ı ondan öğrendi. Mus’ab b. Umeyr (r.a.), iyi bir öğretmen olmanın yanı sıra savaşlarda sancaktarlık yaparak büyük kahramanlıklar göstermiş ve Uhud Savaşı’nda şehit düşmüş genç bir sahabiydi.

Genç Bir Komutan Üsame bin Zeyd: Üsame b. Zeyd (r.a.), Hz. Peygamber’in evlatlığı ve azadlısı olan Zeyd b. Harise’nin (r.a.) oğludur. Hz. Peygamber, Üsame’yi (r.a.) küçüklüğünden beri çok severdi. Hz. Peygamber, yaşının küçüklüğünden dolayı Üsame b. Zeyd’in (r.a.) Uhud Gazvesi’ne katılmasına izin vermeyince Üsame (r.a.) çok üzülmüştür. Hendek savaşı öncesinde boyunu biraz daha uzun göstermeye çalışarak Hz. Peygamber’e gelmiş, Hz. Peygamber de onun bu kararlılığı karşısında savaşa katılmasına izin vermiştir. Üsame (r.a.) henüz on sekiz yaşını doldurmamışken Mute Savaşı’nda babası Zeyd b. Hârise’nin (r.a.) sancağı altında savaşmıştır. Üsâme (r.a.), Mekke’nin fethinde Hz. Peygamber ile birlikte Beytullah’a girmiş, Huneyn Savaşında da Hz. Muhammed’in (s.a.v.) yanında kalan çok az sayıda sahabeden biri olmuştur. Hz. Peygamber, vefatından kısa bir süre önce, Üsame’yi (r.a), aralarında Hz. Ebû Bekir ve Hz.Ömer’in (r.a) de bulunduğu, Suriye dolaylarına gönderilecek ordunun komutanlığına atamıştı. Hz. Muhammed (s.a.v.), burada İslam’ın öngördüğü yönetim anlayışında sınıf ve yaş farkının değil, ehliyet ve liyakatin asıl olduğunu fiilî olarak göstermiştir. Bu tutum ayrıca toplumun hangi kesimden olursa olsun gençlere fırsatlar tanınması ve onların yetiştirilmesine katkı sağlanması açısından oldukça önemlidir.
www.huseyinarasli.com
Genç Bir Yönetici Muaz bin Cebel: Muaz b. Cebel gerek kendi kabilesi arasında gerekse Medine’de İslam dininin yayılmasında etkin bir şekilde yer aldı. Huneyn Savaşı ve Taif Kuşatması dışındaki bütün askeri seferlere katıldı. Bu iki savaşa katılamamasının sebebi ise onun Mekke’nin fethinin ardından Hz. Peygamber tarafından Mekke’ye emir ve Kur’an öğretmeni olarak tayin edilmesidir. Hz. Peygamber, genç bir yetenek olan Muaz b. Cebel’i (r.a.) hicretin 9. yılında zekât memuru ve kadılık göreviyle Güney Arabistan’a göndermiştir. Muaz b. Cebel (r.a.), Hz. Peygamber’in vefatına kadar Yemen’deki kadılık görevine devam etti. Muaz b. Cebel (r.a.) ilme düşkünlüğü ve Hz. Peygamber’e bağlılığıyla meşhur olmuş bir bir sahabedir. İbadete, özellikle namaza düşkünlüğüyle bilinen Muaz (r.a.), aynı zamanda namazlarında uzun sureler okumasıyla tanınmıştır. Muaz b. Cebel (r.a.), âlim sahâbilerdendir. Yaşadığı dönemde Kur’an-ı Kerim’i baştan sonra ezbere bilenlerdendir.

Genç Bir Âlim Hz. Aişe: Hz. Peygamberin eşi Hz. Aişe (r.a.), dinî ilimleri bizzat Hz. Peygamber’den öğrenmişti. Hz. Peygamber ile aynı evi paylaştığı için, onun ilminden gece gündüz istifade etmiştir. Hz. Aişe (r.a.), Hz. Peygamber’den aldığı bilgi sayesinde İslam esaslarının en seçkin öğreticilerden biri olmuştur. Sünneti nakledip onu açıklamakla kalmamış; aynı zamanda onun doğru anlaşılması konusunda yoğun bir çaba ortaya koymuştur. Hz. Peygamber’in sevgili eşi Hz. Aişe (r.a.), zekası, engin deneyimi ile toplumda her kesimin kendisine danıştığı, irşad ve tavsiyelerine kulak verdiği bir sahabiydi. Hatta O, sık sık ziyaret edilen, kendisine hürmet edilen bilge bir gençti.

Genç Bir Anne Hz. Fatıma: Hz. Fatıma (r.a.) tebliğ sürecini birebir yaşayarak tecrübe etmiş, Mekke Dönemi’nin acımasız sosyal ortamını bizzat yaşamıştır. Küçük bir kız çocuğu olmasına rağmen, Hz. Peygamber’e yönelen müşrik sataşmalarının karşısında fiili ve sözü ile korkusuzca kendisini siper etmiştir. Hz. Fatıma (r.a.), dürüst ve güvenilir bir şahsiyetti. Hz. Peygamber, onun hakkında: "Cennetlik olan kadınların en faziletlisi şu dört kişidir: İmran’ın kızı Meryem, Huveylid’in kızı Hatice, Muhammed’in kızı Fatıma, Muzahim’in kızı (Firavun’un hanımı) Asiye." şeklinde buyurarak Hz. Fatıma’nın (r.a.) yüce bir ahlak üzere olduğunu vurgulamıştır. Hz. Fatıma (r.a.), Hz. Peygamber’in neslini devam ettiren tek evladıdır. Hz. Fatıma (r.a.) ile Hz. Ali’nin (r.a.) evliliklerinden Hz. Hasan (r.a.) ve Hz. Hüseyin (r.a) dünyaya gelmiştir. Genç yaşta anne olan Hz. Fatıma (r.a.), çocuklarını İslam ahlakıyla örnek bir şahsiyet olarak yetiştirmiştir. Nitekim Hz. Hasan(r.a) ve Hz. Hüseyin (r.a) örnek şahsiyetleriyle İslam dünyasının parlayan yıldızları olmuşlardır.
www.huseyinarasli.com
Sorumluluk Sahibi Bir Genç Esma binti Ebu Bekir: Hz. Esma (r.a.), Hz. Peygamber’in sadık dostu Hz. Ebû Bekir’in (r.a.) kızı, müminlerin annesi Hz. Aişe (r.a.)’nin kız kardeşidir. O, İslam’ın ilk dönemlerinde Müslüman olmuş, son nefesine kadar da İslam’a hizmet etmiştir. Pek çok kez Hz. Peygamber’in övgüsüne de mazhar olan Esma binti Ebi Bekir (r.a.), Asr-ı Saâdet’in örnek kadınlardan biri olmuştur. Babası İslam’ı kabul ettiğinde yaşı henüz küçük olan Esma (r.a.), Peygamber sevgisini babasından öğrenmiştir. Hicret emri verildiğinde, İslam uğruna hiçbir fedakârlıktan çekinmeyip göç eden babasına yardım etmiştir.

Habeş Kralının Huzurunda Bir Genç Cafer bin Ebu Talip: Cafer b. Ebi Talib (r.a.), Hz. Muhammed’in (s.a.v.) amcası Ebû Talib’in oğlu, Hz. Ali’nin (r.a.) de ağabeyidir. Cafer b. Ebi Talib (r.a.), Hz. Peygamber’e ilk iman edenler arasında yer almıştır. Mekkeli müşriklerin Müslümanlara yönelik eziyet ve işkenceleri artınca Hz. Cafer (r.a.), hanımı Esma bint Umeys (r.a.) ile birlikte Habeşistan’a hicret eden ikinci kafileye katıldı. Cafer b. Ebi Talib (r.a.), Hz. Peygamber tarafından bu kafileye başkan tayin edilmiştir. Kureyşliler, hicret eden Müslümanlara sığınma hakkı tanınmaması konusunda Habeşistan’a elçi gönderdikleri zaman, Habeş Kralı Necaşi’nin huzurunda Müslümanları, Cafer b. Ebi Talib (r.a.) temsil etmiştir. Bu sorgulamada büyük bir açıklık, cesaret ve maharetle İslam inançlarını ortaya koyup yurtlarını terk etme sebeplerini izah eden Cafer (r.a.), Kureyş temsilcilerinin eli boş dönmesini ve Necaşi’nin mülteci Müslümanları himaye etmesini sağlamıştır.

10. sınıf 2. ünite diğer konular için tıklayın ›