Din Kültürü 5. Sınıf 5. Ünite Özet

Mimarimizde Dinî Motifler ünitesi yeni müfredat konu özeti, ünite özeti, ders notları

1. DİNİN MİMARİMİZE ETKİSİ

• Mimari kültürün bir ögesi olarak insanların başta barınma olmak üzere inanç, eğitim, sağlık, temizlik, tarım, oyun, spor gibi alanlarda gelişmiş bir yapı tekniğidir. Mimari, insanların yaşadıkları yerleri imar etme ihtiyaçlarından doğmuştur.

• Dinimizde ibadet etmek amacıyla cami, namazgâh ve mescitler; ilim öğrenmeye ve öğrencilere yardım etmeye verilen önemin sonucunda medreseler ve mektepler; beden ve çevre temizliğinin önemine bağlı olarak çeşmeler, sebiller, şadırvanlar, hamamlar; muhtaç durumda olanlara, yetimlere, yaşlılara, hastalara, kimsesizlere yardım etmek amacıyla hastaneler, aşevleri, darülacezeler inşa edilmiştir.

• İslam dini birlikte yaşamaya ve şehir kültürüne büyük önem vermiştir. Müslümanlar şehrin merkezine camiyi, caminin çevresine de medrese (okul), şifahane (hastane), misafirhane, aşevi, çeşme gibi toplumun faydalanacağı mimari eserler inşa etmişlerdir. Merkezinde cami olan ve toplumun ihtiyaçlarına pek çok açıdan cevap veren yapıların bir arada bulunduğu külliyeler bunun en somut örneklerindendir.
www.huseyinarasli.com

Dinî Mimarimize Örnekler

Cami ve Mescitler: Müslümanların toplandığı ve ibadet ettikleri yapılardır.

Çeşmeler ve Sebiller: İnsanların ve hayvanların su ihtiyaçlarını karşıladıkları yapılardır.

Şadırvanlar: Cami avlularında bulunan ve insanların abdest aldıkları yapılardır.

Medreseler ve Külliyeler: Eğitim öğretim faaliyetlerinin gerçekleştirildiği eğitim kurumlarıdır.

Darulacezeler, Aşevleri: Kimsesiz, yetim, yaşlı ve muhtaç kimselerin beslenme ve barınma ihtiyaçlarının karşılandığı yapılardır.

Kervansaraylar: Yolcuların konakladığı, beslenme ve dinlenme ihtiyaçlarının karşılandığı yapılardır.

İmarethane: Yoksulların ihtiyaçlarının karşılandığı yapılardır.

Külliye: Merkezinde cami olan ve toplumun ihtiyaçlarına pek çok açıdan cevap veren binaların (medrese, mektep, aşevi, kütüphane, darüşşifa, hamam vb.) bir arada bulunduğu yapılardır.


• Mimari eserlerimizde süsleme sanatına da çok önem verilmiştir. Cami başta olmak üzere, bütün dinî yapıların süslemesinde hat sanatıyla yazılmış dinî yazılar ve levhalara yer verilmiştir. Hat yazılarının çevresi farklı çini desenleri ve tezhip gibi süslemelerle zenginleştirilmiştir. Ayrıca resmin yerini kültürümüzde minyatür sanatı almış, ebru ve tezhip gibi sanat dalları ortaya çıkmıştır. Bu sanat dallarından yararlanılarak dinî amaçlı kullanılan mimari eserler süslenmiştir.

Hüsnühat: Arap harfleriyle güzel yazı yazma sanatına denir.

Tezhip: Levhaların, yazma kitapların, sayfaların yaldız ve boya ile bezenmesi, yaldızlanması ile yapılan süsleme sanatıdır.

Minyatür: Çoğunlukla eski yazma kitaplarda görülen, ışık, gölge ve hacim duygusu yansıtılmayan küçük, renkli resim sanatına denir.

Çini: Kil toprağının pişirilmesiyle yapılan seramik ve porselenlerin süslenmesinde kullanılan sanat dalıdır.

Ebru: Kitreyle yoğunlaştırılmış su üstünde, özel hazırlanmış boyalarla oluşturulan desenlerin kâğıt üzerine geçirilmesi yoluyla yapılan bir süsleme sanatıdır.


2. CAMİLERİ TANIYALIM

• Sözlükte “toplayan, bir araya getiren” anlamlarına gelen cami kelimesi terim olarak Müslümanların ibadet etmek için toplandıkları yer demektir. Mescit ise “secde edilen yer” anlamında bir mekân ismidir.

• İslam tarihinin ilk yıllarında namaz kılınan mekânlar mescit olarak adlandırılırdı. İçinde Cuma namazı kılınan ve hutbe okunması için minber bulunan mescitlere cami denilmiştir. Osmanlılar Dönemi’nde padişahlar tarafından inşa ettirilen büyük camilere “selâtin camileri”, vezirler veya diğer devlet adamları tarafından yaptırılan orta büyüklükteki camilere sadece cami, daha küçük olanlara ise mescit denilmiştir.
www.huseyinarasli.com
• Cami ve mescit ayrımı günümüzde de bu şekilde devam etmektedir. Okullarda, akaryakıt istasyonlarında, işyerlerinde, alışveriş merkezlerinde namaz kılmak için düzenlenen küçük alanlara mescit, içinde cuma namazı kılınan daha büyük mekânlara ise cami denilmektedir.

• Kâbe, yeryüzünde Allah’a ibadet için yapılan ilk mabettir. Mekke şehrindeki Mescid-i Haram denilen ibadethanenin ortasında yer alır. Kâbe’ye Allah’ın evi anlamında "Beytullah" da denilir.

• Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.) M.S. 622 yılında Mekke’den Medine’ye hicret ederken Medine yakınlarındaki Kuba köyünde bir mescit yaptırdı. Bu mescide Kuba mescidi denildi. Medine’ye ulaştığında ise Mescid-i Nebi’yi inşa etti.

• Camiler, içerisinde hem ibadet edilen hem de insanların birbirleriyle kaynaştıkları, paylaşımda bulundukları mekânlardır. Cemaatle kılınması zorunlu olan Cuma, bayram ve cenaze namazları ile ramazan aylarında halkın çoğunluğunun katıldığı teravih namazlarında toplumun her kesiminden insan bir araya gelir.


Caminin Bölümleri

I. Caminin İç Bölümleri

Minber: Cuma ve bayram namazlarında hutbe okumak için çıkılan merdivenli, yüksekçe yerdir.

Mihrap: Kâbe yönünü gösteren ve imamın cemaate namaz kıldırırken durduğu yerdir.

Vaaz Kürsüsü: Camide vaaz verip cemaati dini konularda aydınlatan kişinin oturduğu yüksekçe yerdir.

II. Caminin Dış Bölümleri

Kubbe: Yarım küre biçiminde olan ve caminin üzerini örten yapıdır.

Minare: Müezzinin ezan okuduğu, salâ verdiği, şerefesi olan yüksek ve ince yapıdır.

Şerefe: Camilerde minarenin etrafını çepeçevre dolaşan, müezzinin çıkarak ezan okuduğu, kenarları korkuluklu bölümdür.

Şadırvan: Cami avlularında bulunan, üzeri kubbeli veya açık olan abdest alma yeridir.


3. KÜLTÜRÜMÜZDEN CAMİ ÖRNEKLERİ

Kâbe

• Kâbe, yeryüzünde Allah’a ibadet için yapılan ilk mabettir. Hz. İbrahim (a.s.) ve oğlu İsmail (a.s.) Kâbe’nin Hz. Âdem (a.s.) zamanından kalan temellerini yeniden bulmuşlar ve o temellerin üzerine Kâbe’yi yeniden inşa etmişlerdir.

• Kâbe, Suudi Arabistan’ın Mekke şehrindeki Mescid-i Haram denilen ibadethanenin ortasında yer alır.

• Kur’an-ı Kerim’de Kâbe’ye Allah’ın evi anlamında "Beytullah" da denilir. Dünyanın dört bir yanından Müslümanlar hac ve umre ibadetlerini yerine getirmek amacıyla Kâbe’yi ve Mekke’de bulunan diğer hac mekânlarını ziyaret ederler.


Mescid-i Aksa (Beytülmakdis)
www.huseyinarasli.com
• Kudüs’te bulunan bir mescit olup İslam’ın ilk kıblesi ve İslam dininde kutsal sayılan üç mescitten biridir. Mescid-i Aksa, Kâbe’den sonra insanların içinde ibadet etmeleri amacıyla yapılan en eski ikinci mabettir. Mescid-i Aksa’ya “Beytülmakdis” de denilmektedir.

• Mescid-i Aksa’nın yerinin tespiti ve planlaması Hz. Davud (a.s.) tarafından yapılır. Ancak mabedin inşasını, Hz. Davud’un (a.s.) kendisi gibi peygamber olan oğlu Hz. Süleyman gerçekleştirir.

• Peygamberimiz hicretten yaklaşık bir yıl önce Recep ayının yirmi yedinci gecesinde Yüce Allah’ın izniyle miraca çıkarıldı. Önce Mekke'den alınarak Kudüs’teki Mescid-i Aksa’ya getirildi. Oradan da Allah katına çıkarıldı. Bu olaya “İsrâ ve Miraç Olayı” denir.

• Mescid-i Aksa Müslümanların ilk kıblesidir.


Mescid-i Nebi

• Mescid-i Nebi “Peygamber mescidi” demektir. Peygamberimiz M.S. 622 yılında Mekke’den Medine’ye hicret ettikten sonra Müslümanlarla beraber Medine’de bu mescidi inşa etmiştir. Mescidin yanına Peygamberimizin kalacağı bir oda ve ayrıca “suffe” adı verilen odalar yapılmıştır.

• Suffede yoksul, kimsesiz, yetim kişiler barınırdı. Ayrıca Peygamberimiz onlara bizzat öğretmenlik yaptı. Onları birer ilim adamı olarak yetiştirip başka şehirlere, topluluklara İslam’ı anlatmak için gönderdi.

• Hz. Muhammed (s.a.v.) Müslümanları her fırsatta Mescid-i Nebi’de toplayıp onlara İslam'ın ilkelerini anlatmış, özellikle namazlardan sonra bir müddet mescitte kalıp Müslümanlara öğütler vermiştir.


Ulu Camiler

• Müslümanlar fethettikleri ya da yeni kurdukları şehrin merkezine bir cami inşa ederlerdi. Bu camilere ulu cami, Cuma camisi ya da cami-i kebir (büyük cami) denilmiştir. Caminin etrafına medrese, darüşşifa, çeşme, kütüphane gibi yapılar da inşa edilmiş, böylece ulu camiler şehrin en işlek noktası olmuşlardır. Ulu camiler adlarını yaptıran kişiden ya da bulundukları beldeden almışlardır.


Selatin Camileri

• Selatin, “sultan” kelimesinin çoğuludur. Selatin camileri Osmanlı sultanları tarafından yaptırılan camiler demektir. Osmanlı Dönemi’nde padişahlar başta olmak üzere hanım sultanlar, şehzadeler gibi hanedan mensupları kendi imkânlarıyla bu camileri yaptırmışlardır. İstanbul, Bursa ve Edirne gibi başkentlerde inşa edilen bu camiler genelde birden fazla minareye sahiptir. İstanbul’daki Sultanahmet, Süleymaniye, Fatih ve Beyazıt camileri, Bursa’daki Yeşil Cami, Edirne’deki Selimiye Camisi bu camilerin en güzel örneklerindendir.